0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
124
Okunma
Papatyam!
Bazen uzanıyorum şöyle
Belki seni rüyalarımda görürüm diye
Seni sevdiğime pişman mıyım?
Asla, hiç pişman değilim, olmadım da
Çünkü seni sevmeden boşa yaşayıp
Sevginden, aşkından nasibini almadan bu dünyadan gitmek
Benim için bu dünyada boşa yaşamak demekti
Bir değil bin kere de gelsem dünyaya
Yine seni tanımak ve sevmek isterdim
Çünkü seni sevmek, verilen şans, bir lütuftu bana
İyi ki doğmuştun, iyi ki de seni tanımış ve sevmiştim
Bilsem ki her gün aşkından öleceğim
İnan ki yine seni seveceğim
Kurusa, kör olsa ağlamaktan gözlerim
Adını söylemekten, lal olsa dilim
Kör bıçakla lime lime doğransa bedenim
Işıksız, yarınsız kalsam, tutmasa elim kolum
Kader beni evirip çevirip derdinden eylese de deli divane
Bir serseri gibi sürünsem de yerlerde
İnan ki yine seni seveceğim
Senin hatıran, senin adın ben mezara gidene kadar
İçimde yaşayacak ve biliyorum ki beni de her gün yakacak
Olsun yine de yanan ben olayım ama bilesin ki
Tüm dünya yüz çevirse de benden
Yeter ki sen çevirme, işte buna dayanamam
Ben de bir insanım sonuçta
Ve nereye kadar tahammül ederim yokluğuna?
Hem bu beden, şu koca dünyada ne ki?
Ayrıca sen olmadan onca derdi nasıl sığdırırım içime?
Bu gece sabahı sabah ettim yine
Seni anlattım geceye, gökteki yıldızlara ve aya
Seni ne kadar çok sevdiğimi anlattım sen duymasan da
Sigarımın dumanında çektim nefesini içime
Kadehlerde yudumladım aşkını, sarhoş olurken
Gözyaşlarımda döktüm içimdeki hasretini
Ama bilirim ki artık, gönül bahçem sensiz viran olmuş
Gönlüme ışık olan gözlerin olmadan
Karanlıklarda kaldım, ışıksızım, günsüzüm
Senden geriye kalan ne varsa Papatyam!
Sabah sabah doldurdum gönül heybeme
Ve ben senden gidiyorum…