Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Erkan Atlıhan
Erkan Atlıhan

BU AŞKTA BEN KAYBETTİM

Yorum

BU AŞKTA BEN KAYBETTİM

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

164

Okunma

BU AŞKTA BEN KAYBETTİM

Allah’ım, ben nasıl bir sevdaya düştüm ki
Ölmeden dünya bana mezar oldu?
Biliyorum, belki de hiçbir zaman sana kavuşamayacağım
Ve ruhumdaki sızı da hiç bitmeyecek
Seni hep uzaktan izledim yollarını gözlerken
Hep yalvarmayla, sanki nereye varacağım?
Var mı bir çözümü ya da bir ihtimal aşkının?
Belki de benim kafamda bir sakatlık var
Bazen davranışlarının
Seni sevmiyorum, demek olduğunu hissediyorum
Bunun dışında bir düşünce ise beni kahrediyor
Kolay olan gitmek, zor olansa kalıp mücadele etmekti
Ama yapamadım ve ben kaybettim
Artık kabullendim de aşkımın karşılıksız olduğunu
Artık sen nasıl mutlu olacaksan öyle yaşa!
Yeter ki sen mutlu ol!
Aslında ne olursa olsun bir şekilde yaşamak lazım değil mi?
Çevremdeki insanlar da bir şekilde yaşıyor
Ve kendilerine verilen vazifelerini yapıyor
Dünyada sebepsiz yere hiçbir canlı, cansız yaratılmamış
Ya da her şeyin bir manası varmış
İlk bakışta göze görünmeyen, bir mana işte
Seni tanıdıktan itibaren hayatımın değişmesi gibi
Tekrar döner gibi olduğum yaşamım bana hiç tat vermedi
Çünkü sensiz hiçbir şeyin tadı yok
Ruhumun en derin köşesinde bile sen varsın
Belki de bu dünyada bir ben fazlalığım
Yeryüzünün bana ihtiyacı yok
Beni buraya getiren neydi, kader mi?
Rastgele güvercin peşinde koşarken
Seni görmem yoksa tesadüf müydü?
Ya sen, o zaman niye evin içinde değil de dışarısındaydın?
Niye bana arka oldun?
Sanki sözleşmiş gibi oraya geldim
Geldim ve seni gördüm
Gördüm ve içime aşkının ateşi düştü
Ben şimdi bunun bedelini mi ödüyorum?
Cevap veremiyor, susuyorum
Bazen hayal olsa da karşımda seni görüyorum
Elim ayağım tutuluyor, ne yapacağımı şaşırıyorum
Ve aklım başımdan gidiyor
Deliriyor muyum ne?
Bazen kader deyip kendimi avutmak istemiyorum
Ben, senden gelen her şeye razıyım
Senden tek dileğim de beni unutmaman
Şu dağlar kadar yalnızım ve çorak
Sert rüzgârlar eser zirvelerinde
O rüzgârlar ki insanı bile savuran
Bazen kendimi bırakmak istiyorum
Sana getirmezse, alsın istediği yere götürsün
Ne de olsa, sen olmadan her yer bana cehennem
Burada ölümün nefesi var, nefesime karışan
O ki yaşatmak yerine beni senden
Bu dünyadan alıp götürecek
Oysa tek bir sözüne razıydım
O söze neler vermez, neler yapmazdım ah bir bilsen!
Bir gün nasıl olsa çekip gideceğim bu dünyadan
Belki de kimse hüzünlenmeyecek arkamdan
Gözlerinden iki damla yaş dökülmeyecek
Kimsenin haberi bile olmayacak
Belki de şu zifiri karanlığı bitirecek güneşi
Işığını göremeyecek, içimi ısıtamayacağım
Galiba elveda bile demeden
Sessiz ve sedasız bir şekilde çekip gideceğim
Bu dünyadan, senden
Ayrıldık işte ve ben kaybettim
Pişmanlıklarım gözyaşı olarak dökülür
İçimde yanan ateşi söndürmek yerine, harlar, kora çevirir
Bir gün, seni unutur muyum diye, kendime sordum
Aslında sormak istedim ama soramadım
Senin için bu dağlarda sessiz çığlıklar atıyorum, duyulmayan
Gerçek ayrılık kafamızdaki ayrılıktı
Mesafelerle olan değil
Ama şimdi kafalar da ayrılmış
Ve ben bir yola çıktım, sen de kendi yoluna
Bu yollar kesişmez, bilirim
Hatta benim buradaki yollarım
Hiçbir yere gitmez, çıkmaz sokak gibi
Bu dünyada canımı çok şey acıttı
Ama hiçbir şey senin yokluğun kadar acıtmadı
En çok sana ihtiyacım var
Şu dağın eteğinde titreyen bedenimin sıcak tenine
Ilık nefesine ihtiyacı var ama sen yoksun
Çok seven, çabuk mu kaybeder hayatta?
Ben ise seni bulmadan kaybettim
İnsan bazen vazgeçermiş, sevmediğinden değil
Sevdiğine dair hayallerinden, ecelden
Üzülme deseler de bu söz bana göre değil
Bu söz bana boş geliyor
Çünkü sen yoksun ve ben kaybettim
Ayrıca sensiz bir yaşama nasıl üzülmeyeceğim ki?
Hiç yaşamasaydım, hiç sevmeseydim, sözünü
Ben söylemek istemiyorum
Çünkü hayatımda, her şeye değer bir tek sen vardın
İşte şimdi gidiyorum
İçimde sana dair hiçbir pişmanlık olmadan
Çünkü sen bana ümit vermedin
Belki de beni hiç sevmedin
Ben kendimi kandırdım
Belki de böyle inanmak istedim
Varsın, benim kaderim de seni özlemek
Yol beklemek, hasretinle yanmak olsun
Hâlbuki, seni seviyorum cümlesini
Senden ne kadar da çok duymak isterdim
Hiç kimse de sen gibi söyleyemezdi
Zaten söylese de bir anlamı olmazdı
Burada yalnızlığıma, hayallerime seni ortak ediyorum
Senin ise bundan haberin bile yok
Oysa aşkın bana güç, derman oldu
Umutsuz olsa da hala beklerim seni
Artık konuşamıyorum, sensiz ve sessizim
Sana dair her şeyi içime atıyorum
Üstüne de gözyaşlarımı döküyorum
Gözlerimin feri sönmüş
Dizlerimin bağı çözülmüş ve korkuyorum
Evet, korkuyorum artık, düşüp kaldım bu dağlarda
Gecenin bir yarısı, gökteki yıldızlar parlıyor
Bir de ışık veren ay
Yüzümde bir tebessüm
Gözlerimde anlam veremediğim bir ışıltı
Aklımda ise yine sen
Senden güç alıp direnmeye
Ayakta kalmaya çalışıyorum
Çünkü buralarda düşen yerde kalıyor, kalkamıyor
Sen de düşme çünkü elinden tutan olmaz
Düşmanın çoksa vuranın da çok olur, unutma!
Seninle bir araya geldiğimizde gözlerinin içine bakamaz
Hep gözlerimi kaçırırdım
Dediğim gibi elimi tutmak istediğinde
Utanmış ve elimi kaçırmıştım
Şimdiki aklım olsa kaçırmazdım
Şimdi sensizim, karşımda ise sen değil zalim dağlar
Ölüm kokan dağlar var
Senden ayrılalı kaç yıl, ay ve gün olmuş
Hiç hesaplamadım çünkü her gün bana bir yıl gibi geldi
Sensiz her şey bana anlamsız ve boş
Anladım ki her şey seninle güzelmiş
Maalesef bunu çok geç olsa da anladım
Sen varken, hiçbir şey bana dokunmazdı
Seni beklerken soğukta üşümez
İliklerime kadar ıslandığım yağmurdan bile zevk alırdım
Bilirdim ki sen gelecektin
İçim kıpır kıpır olurdu, kuşlar başka öterdi
Çiçekler başka güzel açardı, papatyalar ise sendi
Bana, sen gibi de kokardı
Şimdi her şeyi, en çok da seni özlüyorum
Sen yoksun ve ben kaybettim
Senin yokluğun ise benim de yokluğum, hiçliğimmiş
Bunu şu an çok iyi anladım
Şimdi ne söylesem ne yazsam boş
Hiçbir şey, biliyorum ki seni bana getirmeyecek
Ama ben yine de söylüyorum
Belki de aynı şeyleri söyleyip yazıyorum
Bu içinde bulunduğum durumdan ve sana olan aşkımdan
Belki de çaresizlikten
Olsun ben yine de içimi dağlara
Esen rüzgâra boşaltıyorum
Ama sesim dağlarda yankılanıp
Tokat gibi gelip yüzüme çarpıyor
Esen rüzgâr ise alıp götürüyor
Biliyorum ki sana getirmeyecek
Ve benimle birlikte yok olacak
Hayli zaman geçti, belki beni hatırlamayacaksın bile
Senin şu an ne yaptığını
Kiminle ne yaşadığını merak ediyorum
İyi misin, mutlu musun, sağlığın yerinde mi?
Ben, seni hep gülerken hatırlamak istiyorum
Çünkü içimi yakan, beni benden alan o gözlerine yaşı
Gül yüzüne hüznü hiç yakıştıramadım
Şu an yorgunum, o eski kuvvetim de yok
Gecenin zifiri karanlığı, içimizdeki ölüm korkusu
En ufak bir çıtırtı da duyduğum korkuyla karışık heyecanla
Vücudumun titremesine bağlı olarak
Bazen hayal bile kuramıyorum
Şuurum kapanıyor, belki de algı sorunu yaşıyorum
Sen benden gitsen de ben senden gitmem
İstesem de gidemem
Çünkü yüreğimde yaşarsın benimle
Bu yürek attıkça da orada benimle yaşayacaksın
Sevmek güzel şeydi
Sevilen bir de sen olunca ayrı bir güzeldi
Hani benden gittin ya, ben ne haldeyim bilir misin?
Elimden hiçbir şey gelmiyor ve canım yanıyor
Kaderdi seni benden ayıran
Ayrı dünyalara, ayrı yaşamlara götüren
Bil ki sana dair hep bir gülümseme
Yüzümde bir gülüş var
Sen yanımda olmayınca bir yanım eksik ve yarım
Seni tanıdıktan sonra en çokta
Seni kaybetmenin korkusunu yaşadım
Bu korku hâlâ içimde
İçimi de bir kurt gibi kemirir, bitirir
Bu dünyada en çok seni sevdim
En çok da seni istedim
Seni kalbime, gönül köşküme hapsettim
Dünyanın kötülükleri ve çirkinlikleri sana ulaşmasın
İncinip üzülme diye
Hiçbir şeyi senin yerine koymadım
Biliyorum ki hiçbir şey sen değil
Ve senin yerini doldurmaz
Sen hep gül!
Ben hep seni böyle gülerken, mutlu olarak hatırlayayım
Hep ben de kal, hep benimle ol!
Çünkü sen gidersen her şeyim gider
Ellerim boş kalır, hayallerim gider
Ve içimde bir korku kalır
Bu zifiri gece karanlığında
Pusu, ihanet, ölüm kokan dağlarda
Bana kimse el vermez, halin nedir diye sormaz
Bedenim titrer, üşürüm
Seni sevmek kolaydı, zor olansa vazgeçmekti
Ben senden asla vazgeçmedim
Şu an sana, senin sevgine o kadar çok ihtiyacım var ki
Her insan da benim gibi sevemez
Dokunmadan, görmeden
Çünkü umutsuzca beklemeyi her yürek kaldıramaz
Anladım ki aşk senmişsin
Gözlerindeki ışıltı, yüzündeki tebessüm
Rüzgârlarda savrulan saçların
Nefesinin ılıklığı, teninin sıcaklığı
Sen olmayınca, ben hep üşüdüm
Zaten bu dağlar hep soğuk
Yalnızlığını hissediyor ve üzülüyorum
Fakat bundan kurtulmanın mümkün olmadığını da
Çok iyi biliyorum
Sen beni, birdenbire karanlık olan dünyamdan almış
Ve ışığa, yaşamaya götürmüştün
Şimdi de sebepsiz ve geldiğin gibi
Aynı şekilde çekip gidiyorsun
Belki de hiç gelmemiştin
Artık benim, istesem de eskiye dönme imkânım yok
Yaşadığım müddetçe yerini bilmediğim
Türlü türlü yerler gezecek
Tanımadığım yabancı insanlarla tanışacağım
Ama her yerde bil ki seni arayacağım
Seni bulamayacağımı daha şimdiden biliyorum
Fakat seni aramamak elim de olmayacak
Beni bütün ömrümce bir meçhule
Mevcut olmayan bir şey aramaya
Karşılıksız bir aşka mahkûm ettin
Belki de bunu yapmamalıydın
Gönlümde suçlu da olsan
Ben seni her şeye rağmen sevdim
Şimdi ıstırap çekiyorum
Sen yine de ıstırap çektiğimi bilme!
Seninle aramızdaki ilişki de eksik olan neydi?
Bilmiyorum, sırf bana acıdığın için bu kadar üzülmenin
Ya da benimle görüşmenin imkânı yoktu
Bir kadının her şeyini verdiğini zannettiğin an da
Hiçbir şey vermemiş olduğunu görmekten
Daha büyük bir hayal kırıklığı olabilir mi?
Bana en yakın olduğunu sandığım sırada
Benden bütün mesafelerin ötesinde
Uzak olduğunu kabule mecbur olmak çok acı
Bunun böyle olmaması lazım
Galiba bu işte, ya ben de bir eksiklik ya da terslik var
Nedense seni her düşündüğümde
İçime bir ayrılık hüznü düşer
Garipler, öksüz ve yetimler gibi boynum bükülür
Bazen insana görmek yetmez
Sarılmak, koklamak ister ama yapamaz
Çünkü sevdiği yanında yoktur
Böyle anlar da hep yaptığım gibi resmine baktım
Gözlerim buğulandı, derin bir iç çektim
Gözbebeklerim doldu
Ağlamamak için kendimi tutuyorum
Ama yapamadım
Yanaklarıma doğru yaşlar süzüldü
Elimin tersi ile sildim
Resmindeki mahzun bakışlarının altında
Anlatılmaz bir güzellik vardı
Her bakanın göremeyeceği
Çünkü görmek için hissederek
Aşkla bakmak gerekir
İnsanın bakışı güzel olmalı
Güzel olan insan, ne de olsa güzel bakar
Senin gibi değil mi?
Aslında kalpte yaşanan sevginin lafa, söze ihtiyacı yok
Çünkü gerçek sevgi içten ve samimi olandır
Her acı insandan bir şeyler götürür lime lime eder
Parçalar, insanın içini kurutur
İnsanın eli kolu bağlanır, hareket edemez
Sanki ayaklarında prangalar vardır, benim gibi
Ne yapayım benim de gönlüm sana düştü
Bu sevda bana neler öğretti neler Ah, bir bilsen!
Dünyanın bir parçasıyız hepimiz, canlı cansız
Ben de bu dağlarla bütünleştim, bir oldum
Taşı, toprağı, otu, ağacı, rüzgârı
Ve seni sevmek bana bir haz, içime de
Kır havasından alınan temiz bir nefes gibi ferahlık verir
Senden uzak olmak aslında nefessiz kalmakmış
Ve şimdi nefes alamıyorum
Şimdi neredesin, kiminlesin?
Sorusunun burada hiçbir önemi yok
Aslında asıl soru, ben nasılım olmalı
Belki de önemli olan bu
İyi olmak için iyilik istemek
İyi şeyler düşünmek gerekir
Ama ben iyi şeyler düşünemediğim için galiba iyi değilim
Sevmek ve tutkuyla bağlanmak benim tek mutluluğum
Belki de en büyük yanlışım
Yanlışa, yanlış cevap vermek aslında çözümsüzlüktür
Haklı olmak bazen yetmez, önemli olmaz
Hayat günahlarımızın bedelini önümüze koyar
Ve bu bedeli de bir şekilde ödetir
Sonuçta ne ekersen onu biçersin
İnsan her koşulda, bir şekilde yaşayıp, hayatta kalabiliyor
Burada para pul geçmiyor, hiç de önemi yok
En büyük isteğim sensin
Ekmek ve su kadar sana ihtiyacım var ama sen yoksun
Ölümden sonra ne var, ahiret mi?
Orada sana kavuşabilir miyim, bilmiyorum
Biliyor musun, burada güzel bir gün yok
Hep bir telaş, hep bir korku
Sabahı olmayan geceler boyunca sınırda beklemek
Gerçekten de çok zor
Bazen dağlarda, pusun içinde güneş gibi yüzün doğuyor
Heyecanlanıyorum, gençliğimiz gözümün önüne geliyor
Sanki şimdi aynı yaştayım
Belki ruhum, bedenim aynı değil
Ama şimdi bu dağlarla bütünleştim
Sanki tüm dünyanın yükü üstüme bindi
Belki hatalarımdan ders aldım ama seni kaybettim
Her şey vaktini beklermiş, ne erken ne de geç
Can hariç kaybedilen her şey, bir şekilde yerine gelir
Ama can, işte o geri gelmiyor
Benim ilham kaynağım ise sensin
Bugünüm, yarınım, sonra ki günüm, ışığım, hep sensin
Biliyor musun, sen yoksun diye
Kaderime düşmanlığım, isyanım artıyor
Benim kaderimde seni sevmek ama kavuşamamak varmış
Bana mutluluğu anlat deseler, sen der susarım
Şimdi de mutsuzluktan değil
Sensizlikten susuyorum
Çünkü bu aşkta ben kaybettim…

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Bu aşkta ben kaybettim Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bu aşkta ben kaybettim şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BU AŞKTA BEN KAYBETTİM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL