0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
132
Okunma
Papatyam!
Kara kaplı defterimi açtım bugün
Ömür heybeme senin de hesabını yazdım
Kimler gelmiş, kimler geçmiş şu kısacık ömrümden
Kimi yakmış, kimi yıkmış
Kimi de derin izler bırakmış senin gibi
Çocukluğum sisli bir perdenin ardında gülümsüyor artık
Belli belirsiz ilk gençlik yıllarım
Uçuk pembe bir gül naifliğinde
İnce, hassas ve kırılgan
Sevmeye tutkun sevgi kelebeği misali
Kısacık bir ömrün en güzel yerinde
İlk aşka vurgun o masmavi gözlerinde
Hala sebebidir denize olan tutkum
Geçip gitmiş yıllar birbiri ardından
Yakalamaya çabalamadan, tutmadan, kırmadan
Bitmeyecek sandığım ömür
Sabun gibi kayar ellerimden
Bir gün doğmayacak o güneş
Toprağın altından görünmeyecek gözlerim
Kim derdi ki ben de öleceğim
Buruk bir kalp bıraktım dünya sana
İster sarıp sarmalayıp koy bağrına
İstersen al at, at şehrindeki o koskoca ummana
Yalnız asla unutma!
Sen varsın o kalbin içinde, onu yüreğinle yargıla
Gözlerim bulutlarla kaplı
Dayanmaz oldu kirpiklerim
Hasretin kor gibi bağrımda
Ne oldu da unutuldu yüreğim?
Ne oldu sevdiğim de
Beklemenin adı oldu sevgimiz?
Yoruldu diyemem de yandı kor gibi yüreğim
Kapana kısılmış bir aslan gibi
Vurgun yemiş gönlüm
Susma söyle, sona mı erdi bu yürek seli?
Söyle hiç mi sevmedin beni?
Sevseydin, dayanamazdı yüreğin
Bekletmezdin bu kadar beni
Ya gel gülsün yüzüm ya da bitsin sensiz ömrüm…