0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
146
Okunma
Araçtan indikten sonra hemen sahile koştu kadın
Kollarını açarak deniz havasını ciğerlerine çekti
Ciğerleri deniz havasıyla dolarken
Eliyle başörtüsünü açıp saçlarına parmaklarını geçirdi
Sonra da siyah saçlarını ensesine doğru bıraktı
Hafif ılık bir şekilde eserek yanaklarını yalayan rüzgâr
Tenine iyi gelmesine rağmen yüzünü buruşturdu
Çünkü içine bir hüzün çökmüş, geçmişine dalıp gitmişti
Bir insan bu kadar mı kolay harcanırdı?
Kabullenemedi yapılanları, terk edilişleri
Ağıza alınmayacak küfürler ederek sahil boyu yürüdü
Bir süre sonra ayakları taşımadı bedenini
Olduğu yere yığılıp kaldı
Çok geçmeden de başını ellerinin arasına alıp
Hıçkıra hıçkara ağlamaya başladı
Hırsını alamayıp saçını başını yoldu
Takati tükenene kadar da
Yumruk yaptığı elleriyle başına vurdu
Sanki cinnet geçiriyordu
Bu hayal kırıklığına nasıl dayanacaktı
Onca çektiği acıdan sonra?
Onca sahtekârın, vicdansız, yalancının içinde
Tek başına ayakta kalmayı nasıl başaracaktı?
Umutları da bedeni gibi tükenmişti artık
Kararmakta olan gün, solmakta olan güneş gibi…