0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
120
Okunma
Papatyam!
Rüzgâr eser yüzüme vurur, özgürce
Kendime mi getirir, yoksa götürür?
Bilmiyorum!
Rüzgârlar bile özgür ama ben değil
Aslında gökyüzü herkesindir, gökyüzü özgürlüktür
Bu sonsuzlukta uçmak, sana gelmek isterdim
Kanadım yok, belki de kırık
Sanki ayaklarında da prangalar var
Beni buraya hapsetmiş, istesem de uçamıyorum
İçimde de anlatılmaz kırıklıklar var
Sen neredesin, ben neredeyim?
Ben sana mahkûmum, bilmez misin?
Kalemim kırılmış, fermanım verilmiş
İdam sehpam bile çoktan kurulmuş
İdam mahkûmuna son isteği sorulur
Ama burada soran yok, gel de kurtar beni!
Hayat, yaşamak her şeye rağmen güzel
Çünkü insan yaşamak, hayatta kalmak için mücadele ediyor
Yemek, içmek, ölmemek, hatta öldürmek için
Bu dağ başında gece gündüz aynı
Çok zaman olmadı ama direnmeye de gücüm kalmadı
Sen hariç her şeye küstüm
Boynum bükük mevzide bekliyorum
Yalnızlığımla baş başa
Her yer ıssız, tık yok, toprak soğuk
Ve ben her gün şuursuzca beklemekten yoruldum
Belki birazdan bir patlama
Ya da bir silah sesiyle ortalık cehenneme dönecek
Azrail birileri için, belki de benim için gelecek
Şu katran geceler bir bitse ama bitmiyor
Her gün karşı dağlardan üzerimize taciz ateşi geliyor
Ama biliyorum ki bir gece
Mevzilerimize o taciz ateşini açanlar da gelecek
İşte o zaman olacakları, düşünmek bile istemiyorum…