0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
195
Okunma
Papatyam!
Geçmişime, insanlara kırgınım
Bir o kadar da küskünüm hayata
Çünkü değerim bilinmemiş
Kırılıp dökülmüş bir hayatım var
Yaşadıklarım, gördüğüm rüyalar şiddetle perdelenmiş
Artık geleceğe dair hayallerim de yok
Çünkü gerçekler, zihnimde kâbusa dönüşmüş
Şentepe’deki çiçeklerimin
Kokuları gelmiyor artık
Son defa dokunduğumla kalmışlar
İnsan bazen iş işten geçtikten sonra anlıyor
Bazı şeylerin değerini, en çokta aşkın
Sonra pişmanlık ama nafile, giden gitmiş
Artık sana söylemem lazım, hem de şimdi
Çok zamanım da yok biliyorum
Yaşarken ölümü düşünmüyoruz ama ölüm de gerçek
Aramızda ise ince bir duvar
Aramıza çok uzak mesafeler koysak bile yok
Ben olmasam da dünya dönmeye devam edecek
Yaşadıklarım kafamın içini kemirip duruyor
Beynim karıncalanıyor, çok karamsarım
Kim bilir ne kadar zordur ölüm zamanı?
Kimse kendisine konduramıyordur ölümü
Ama uzak değil işte
Ahiret yolcusu yola çıktı mı yolundan dönmez
Bu yolun sonu da yok
Çünkü giden geri gelmiyor
İşte ben de gidiyorum, sakın beni bekleme!
Oysa bir kuş olup, seni de yanıma alıp uçmak isterdim
Bulutlara ulaşmak ve içinde kaybolmak
Bazen gitmek istemiyorum ama burada da durmak
Daha fazla acı da çekmek istemiyorum
Artık dayanacak gücüm de kalmadı
Bana yardım et!
Sanki Araf’ta gibiyim, ne bu dünyada ne de ahiretteyim
Ayrıca Allah çağırınca kim gitmek istemez?
Hem bu davete kim, hangi güç karşı koyabilir ki?
Beni de çağırıyor, halime baksana!
Yalan dünya işte geldim, gidiyorum
Artık güzel rüyalar göreceğim
Çünkü yanımda sen varsın, bana umut olan, el veren
İki mezar kaz mezarcı!
Biri sevdiğime, biri de onunla ölen bana
Kaz mezarcı, benim acılarımın çaresi yoktur, kaz!