0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
173
Okunma
Papatyam!
Şimdi geçmişe bakıyorum ve kendime soruyorum
Ben ne yaşamışım, kendim için ne yapmışım, diye
Aslında yaşanmamış bir hayat benimkisi
Belki de yaşar yaşamaz hikâyesi
Bugün bir rüzgâr esti senden bana doğru
Sanki hayatımın tüm güzelliklerini
Seni getirdi bana
Şimdi seni anlatsam martılara
Alıp götürse denizlere, okyanuslara
Enginlerde, derinliklerde hep sen olsan
Kalbime sığmadığın gibi
Biliyorum sığmazsın oralara da
Seni anlatsam gökte yalnız gezen yıldızlara
Kutup yıldızı gibi yön verse aşkımıza
Seni anlatsam dağa taşa
İsmini yazsam silinmemecesine
Haykırsam aşkını rıhtımdaki kalabalığa
Bağırsam ismini sağır olan kulaklara
Bugün bir kadın gördüm yalnızlar rıhtımında
Onun da gözleri zamanda yorulmuş
Adeta acı pişmanlık dolu
Buraya ait değil, eğreti durur benim gibi
Omuzlarında kaldıramadığı bir yük var
Buraların insanı da değil, belli ki yabancı
Üzerine hayatın yorgunluğu çökmüş
El uzatayım dedim
Ne elime el, ne de sesime ses verdi
Gözleri dalgın uzaklara dalıp gitmiş
Birini mi bekliyor bu yalnızlar rıhtımında?
Ortalıkta gemi de yok, denizde ise bir fırtına
Belki de rötar yapmış beklediği gemi
Yalnızlar rıhtımına şimdi sen gelsen
Nur gibi gönlüme ışık olup dolan
Aşk deryandan kana kana bir su içsem
İnan ki can gelir çöle dönen gönlüme
Belki de papatyalar açar, sen diye…