6
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
724
Okunma

Mektuplar da rafa kalktı artık ne yazık ki ...Bizler mektup zarflarının içindeki hasret kokularını yüreklerine kadar çekebilen şanslı nesillerdeniz...Sevgi emek ister.Bizim dönemimizde saatlerce özene bezene mektuplar yazılrdı sevgililere...
Dostlara, arkadaşlara, askerdeki evladına, yavuklulara, gurbete yolladığın eşe.....
Hasret kokan, duygu yüklü mektuplar...
Her kelime düşünülerek seçilir, her düşünce yürek süzgecinden geçirilerek aktarılırdı cümlelere...
Sevda elçisiydi postacılar..
Umut dağıtan...
Kapı zili yoktu o zamanlar.Kapı topmağıyla çalınırdı kapılar.Ve içerden heyecanlı bir ’’ kim o ’’ sesi...
Posta ! Derdi dışardan huzur veren bi ses.Bu gelen aslında sevdanın sesiydi....
ESKİ MEKTUPLAR
Hani sayfalar dolusu mektup yazılırdı ya eskiden,
Sarı, pembe zarflara konulan
Hasret kokan sevda satırları arasında,
İçinde kurutulmuş gül yaprakları olan.
Ey Yâr diye başlanırdı söze
Ya da ey sevgili....
Sonuna ’’m’" harfi koymaya varmazdı eller
Zira; buna müsade etmezdi o günkü edepler.
Önce biraz havadan sudan konuşulurdu
Hatta mahalledeki bakkal ve konu komşu
Kim evlenmiş , kim ölmüş yazılırdı tüm havadisler
Bir tek ’’ Seni Seviyorum ’’ demeye varmazdı diller
Sensiz buraların tadı yok denirdi
Çiçekler eskisi gibi kokmuyor artık.
Güneş gülümsemiyor yüzüme,
Bülbüller şen şakrak ötmüyor artık.
Geçenler anneni gördüm sokakta.
Hasretten biraz sararıp solmuştu.
Boya badana yapacaklarmış sizin eve
Belki yakınlarda dönersin diye.
Her şey anlatılırdı da;
Özledim demeye utanılırdı.Bir damla gözyaşı düşünce satırlara
Dağılan mürekkeple birlikte,
İşte o bütün meseleyi anlatırdı.
Dokunulmazlığı vardı sevgilerin o zamanlar
Bir el çizilirdi mektubun son satırında
O el koca bir umuttu
Sevdanın hatırında....
Nurgül KAYNAR YÜCE/ K.MARAŞ
5.0
100% (12)