MEMLEKETİM

Kirmen eğiririz kilim dokuruz
İbrişim ipekten halımız vardır
Tarihi bilenler elbet tanırlar
Haçlıya nam salmış delimiz vardır

Dört mevsimi yaşar her bir bölgemiz
Sıktır ormanımız serin gölgemiz
Erendir , ariftir her bir bilgemiz
Nice Hakk aşığı velîmiz vardır

Oğuz, Kayı bizim baş boyumuzdur
Kırgız, türkmen , özbek hep soyumuzdur
Dicle ile Fırat can suyumuzdur
Basraya dökülen kolumuz vardır

Şüheda fışkırır toprağımızdan
Ay yıldız gülümser bayrağımızdan
Dalgalansın daim hür dağımızdan
Beyaz ay-yıldızlı alımız vardır.

Zayıf görmesinler Haçlılar bizi
Yanar yüz yıllardır Türk’ün kor közü
El etek öpmeyiz kırıp da dizi
Ürüyen köpeğe yalımız vardır..

Pembesi, beyazı renk renk türü var
Âşık yürekleri yakan koru var
Reyhasında Resûlümün teri var
Burcu burcu kokan gülümüz vardır...

Rahmet yağar gök ekinler boy verir
Yağız alpler toy kurarak soy verir
Toroslarım mor fistanın giy(i)verir
Çadır kurduğumuz çulumuz vardır...

Haksızlığın karşısıdır yerimiz
Helal rızık için akar terimiz
Edepsize bakmaz söner ferimiz
Hicap perdesinden tülümüz vardır..

Türk’üz, müslümanız islâm dinimiz
Kâlu belâ’dandır bu yeminimiz
Yıkamazlar sağlam taş zeminimiz
Hakk aşkıyla çarpan solumuz vardır..

Vermeyiz düşmana çakıl taşını
Zehir ederiz biz tatlı aşını
Yetimin , öksüzün mahsun başını
Şefkatle okşayan elimiz vardır...

Kutsaldır bu vatan düşman giremez
Türk’ün defterini küffar düremez
Mazluma kalkan el hesap veremez
Mahbûba götüren yolumuz vardır..

Türkiye’m cennetten sanki bir köşe
Ezanı merhemdir sızlayan döşe
O aziz İstanbul girer her düşe
Boğazlara âşık hâlimiz vardır

Engin denizlere tuzu dolduran
Haramı helâli O’dur bildiren
Mizanda affıyla yüzler güldüren
Kün emrini veren Ulu’muz vardır

Dünya gurbetinde hasret çekerim
Çeşm-i siyahımdan yaşlar dökerim
Garibim Nurgül’üm boyun bükerim
Reyyan kapısında sılamız vardır...

Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ