1
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
758
Okunma

çok geç de olsa anladım
yedi göbek soyumdan yadigâr ahlarla
yediveren gülleri ellerimde güldüremiyorum
avuç içlerimin gamzelerinde soluyor ömre bedel renkleri
yedi başlı ejderha dostlarımdan aldığım hançer yaralarıyla
yedi kapılı cehennem hüznü yaşıyorum
haftanın yedi günü yirmi dört saat
yedi renkli gökkuşağı doğuramam elbette ki
ama dünyanın yedi kıtasında yaşayan
kimsesiz çocukları bağrıma yedi kez basabilirim
onların bir tek tebessümü uğruna
yedi kez ölebilirim
evrenin yedinci harikası değil ilk harikası benmişim gibi
yedi katlı gökyüzü ve yeryüzüne ilan edebilirim
kendimi çok sevdiğimi
başarabilirim annemin ve babamın ayak izlerinin olduğu
yedi tepeli İstanbul ’u boydan boya yeniden
Fatih Sultan Mehmed’in gözleriyle fethetmeyi
yedi aylık doğduğum dünyada
yedi bin asırdır gurbet acılarıyla pençeleşirken
yedi kez ruhuma okunan dualarla
yedi kez gülümseyip
bir ömür cennet bahçelerinde
sonsuz aşkı kucaklayabilirim
Türkiye’nin yedi bölgesinde, yedi ikliminde
adım, sanım kalplere kazınırken
yedi kez "Kelime-i Şahadet’i "okuyup
yedi sayısının hürmetine
gözlerimi huzurla yumabilirim
nagihan