4
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1206
Okunma

Kadim bir duasın sen
Amin deyip yüzüme sürdüğüm
Avuç içlerimde bir tek kırıntını ziyan etmeyip
Üç kere öpüp
Baş tacı ettiğim
Sonsuz bir yazgı’sın sen
Gurbet diyarlarından ruhuma göç eden
Hasretinden
Yanıp yanıp
Kül olduğum
Aşk kokan bir şifasın sen
Ellerinin şefkâtini içime çektiğim
Sevgi mendiline bir ömür
Senin adını işleyip
Hiç vazgeçemediğim
Sınır boylarını aşan bir sevdasın sen
Mayın tarlalarındaki patlamalardan
Korkusuzca bana koşan
Göğsümü gere gere
Sadakâti siper yaptığım
Masum bir günahsın sen
Kaburga kemiklerinden hücrelerime dolan
Bin kere ölüp
Bin kere dirildiğim
Kaderin duvağına harf harf d’okuduğum hasret mektubusun sen
Martı çığlıklarından daha çığırtkan
Kuş tüyünden daha hafif
Yüreğimin kanıyla canıyla yazdığım
Ömrümü seve seve adadığım
Masalımın baş kahramanısın sen
Bütün aynalarda seni gördüğüm
Gece gündüz hep seni düşündüğüm
Çocuklarımdan sonra varım , yoğum sadece sen olan
Başımı omuzuna gururla yasladığım
Tek sığınağımsın
İftar vaktine kadar biriktirdiğim şükürlerimsin sen
Sabrın gözyaşlarıyla yoğurduğum
Uykusuz gözlerime güneşi doğurduğum
Minnacık sevinçlerle büyüttüğüm aşksın sen
Okyanus misâli damla damla gönlüme dolan
Çift gökkuşağı doğuracak yağmurlar yağdıran
Şimdi çocukluğumdaki saklambaç oyunusun sen
Sonsuz kez saydığım
Saklandığın yerde bulamadığım
Çünkü
Öyle marifetlisin ki
Yokluğun bile varlığından daha çok seviyor beni
Şiir de
Şair de dersem
Çıkkk
Oyunbozanlık yapma
nagihan