çal parmaklarım
çal
gözlerimde hasretlik örtüsü
yana yakıla çal
bir melodi eksik
bir melodi fazla
ne farkeder ki
çal
köylerdeki kavalın sesi susana dek
ay yıldızlı bayrağım hep mavilikleri kucaklarken
yedi tepeli şehrin hatırına
çal
notaları eskimemiş
masumiyeti kaybolmamış
bütün özlem şarkılarını
vatanım gibi çal

...

ey aşk
farzet Nefertari’yim
sende Mısır kralı Ramses
boynumda kutsadığın şalım
ve gözlerimde sadakâtinin en görkemli resitali
işte o an
bütün kötü bakışların zehirini
akıtıyorum bana yakıştırdığın zerafetimle
kâh şatafattan uzak bir kraliçeyim gönül mihrabında
kâh bütün denizlerin en güzel tanrıçası Thetis’inim
sen delice taparken parmak uçlarımdan dökülen nağmelere


yada
bir hiçim çoğalırken seninle
ve gün be gün daha çok severken seni
en meczup
en çılgın çocuğum
sekiz saniyede kayarken o kaydıraktan
ve pembe- beyaz renk cümbüşünden tebessüm damıtarak
açıyorum iki yana kollarımı
ve seni sevdiğimi haykırıyorum
-duyuyor musun aşk?-
toprağın ruhumuzu öptüğü ölümsüz olduğumuz yerde


veyahut sen beni göklere uçururken
farzet bir meleğim kanatları sadece sana açılan
güneş tanrısı Ra yıldız yağdırırken gecenin üstüne
farzet sen dünyayı keşfe çıkan Macellansın
ben en üst tepede seni kucaklamaya hazır gün’eşin
ayın koynuna tespih tespih dizmişim özlemleri
merkür, venüs, mars, jüpiter,satürn, uranüs, neptün , plüton secde ederken aşkımıza
sonsuzluk boyu sevmişim seni
geldiğin günün en şükürlü kıblesinde


farzet
bütün şiirlerim
özlem şarkımızı çalıyor hâlâ

duyuyor musun



nagihan