0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
615
Okunma

Gözlüğümde kan
Kadran pusuda
Elimde dünya
Dirilmeden önce son durağın kalbinde
Yalçınorda, gümüş imbikten su dağıtır
Doğruldum.
Üsküp beni ünler
Şam da soframız hazır
Islığım elimden düştü
Bilir misin seni gördüğüm gün
Galata köprüsü ıslaktı ve
Fermanı okurken ağardı gözlerim
Irgadıkça kimsesiz olduğum doğrudur
Sükûtmavi elimdeki heyecanı aldı
kimliğimi mor küheylana
kaptırdım bu gece
Lâ-mekân
Ebruli Semavât beni çağırıyor
Nil anne olduğundan beri münbit
Kurtulmuş paslı zincirlerinden
Poyraz bulutları ağdırsın gökyüzüne
Yıldızlar sarsın umur denizlerini
Gözleri çakmak bozkurt, selam verir
Buhara’ya Semerkant’a
Malta ve Akdeniz, tüm hurmalarını
Derilterek öpmüş sanki Kıbrıs’ta
Girdap kalbimden
damarlarıma akarken
Kehribar sobamızın dülger sehpasında
Cam gözlü gül-âbdan
Mesheder gözlerimizi, kalbimizle
Şimdilerde hazin bir rüzgar
Seni benden ayırdı
Çeşmemiz kurudu sanma
Çeşmimiz durudur bizim
Şems kırlangıç yuvasında üşümekte
Melhem, toprağa sürülmüş
Kays mektep yolunda Leylâ’yı bekler
Unutulmadın, şafak; senin güneşin için
Hergün göğün çerağına aşk damıtıyor
Yorulma ! Çün Aşk kalp diyarında
Seni bekliyor
Bir bayram sabahı olsa da yine gel
Sokakta kar, havada sis, evde neş’e
Taşlıktan içeri girince
Ak destarlı güvercin, huşu ile doğrulur
Ellerini öperim başım gözüm üstüne
Hiç gitmemiş gibi gelirim bir gün
Bekle beni
5.0
100% (1)