Doğrusu yok demişti bilge adam
ve yine doğrusu gittiğin yoldur diye de eklemişti
Onun nazarında
Yağmuru bekleyen bir gariptim yol kenarında
Hava kapalıydı ve
yağmur yağmamak için
bulutlara tutunuyordu
Kum olup parmak arasına doluşmuş olmak da
kabul edilir bir şeydi benim için
Hepsi benden bana idi
yağmur da
çamur da
kum da
bende idi
ben idi
Kah kurumuş çöl olmuş
kah ıslanmış göl
Bu da damlanın seyri işte deyivermiştim
Eşlik etmişti bilge adam
biz nasıl kendi varlığımıza düşmeden onu kurutup öldürüyorsak
damla da düşmediği toprağı kurutur ve öldürür
Hep böyle midir hayat
diye kendi kendime söylendim
Bulduğunu sandığın şey senin değildir
Sen de olan ise bulmak istediğin değildir
Aradığını bulamazsın
Denk geldiğin de aradığın olmaz
Duaya çıkıp yakaran imamın duasındaki noksanlık olursun
Çizmeni giymemişsin diye bağırır çıplak ayakla toprağa basan
çocuk Bakarsın gözlerine, seslenir sana içeriden
Kendin bile inanmıyorsun yağacağına
yağmurun
Geleceğine yarının
Olacağına kendinin
Ereceğine fikrinin
Gerçekleşeceğine düşünün
Sonra damlaya kusur bulursun
Buluta isyan edersin
Toprağa bakıp iç geçirirsin
Sen kendini bilmez isen
dualar neylesin
kitaplar hangi dilden seslensin
kapılar ne yöne açılsın
gelmen için
Ruhumda hapsettiğim kendime benzettim
Yağmuru salmayan
bulutları
Bıraksam bana dair her şeyi
Yağan
yağmur gibi ferahlayacağım
Kasvetini atacak gökyüzü
İçime bir damla düşecek
Onda gökkuşağı çoğaltacağım
Düşündüm de
Kendimi kucaklamayı bile unutmuşum
Düşünürken,
yağmuru, toprağı, ağacı, çiçeği, böceği
Taşıma suyla dönmüyor değirmen diye
Seyredalmışım uzaklara itiverdiğim
gülümseyişimi
Çerokiler
Dillerinin altında bir damla su ile yürürmüş çok uzaklara
Yemek için kopardıkları bir meyve için teşekkür ederlermiş ağaca
Avladıkları her hayvanın ruhuna seremoni yapar,
Özgürleştirip bedenlerinden öyle doyururlarmış karınlarıı
Damlanın da yaprağın da gönlü razı gelirmiş bu yolculuğa
Kendimden razı gelmediğim neler var dedim
Huzurumu tekmeleyip durduğum
Neşemi ötelediğim
Neler biriktiriyorum iç ceplerimde
Bazen yol gösteren bilgemi de kaybediyorum içimde
Ben mi O’yum, O mu ben kestiremiyorum
Damla mıyım? Deniz mi? bilemiyorum
Toprak mı? Kum tanesi mi?
Geldiğim yerde damla ile vücut bulduğum rivayet edilir
Damlanın karıştığı toprağın mayasını da seçen benmişim
Gölgesinde ay
Silüetinde dağ sıralamışım
Nefsinde
ölüm Yağmur duasına çıkmışım
Ne giden benmişim
Ne dileyen
Ne de duyan