içimde garip ve tanımsız bir şiir var
ama söz şiire dönmüyor...
ya da şiir söz olamıyor
kocaman derin bir boşluk ve boşluğu tanımlayacak öyküleri kaybetmiş gibiyim
konuşmaya yeni başlamış ama sözcükleri henüz zulasına dolmamış
çocuk misali dolanıp duruyorum tuşların üzerinde
kendimle kaçak dövüşüyorum, itiraf etsem ruhum zihnimin mahpusuna düşecek
sussam, zihnimin gürültüsünden kalbim çatlayacak
şiir diyorum
öyle oturup yazılmıyor,
içine
sevgili gerekiyor
şarap gerekiyor
özlem gerekiyor
aşk gerekiyor
kaç şiirden devşirdim bu adamı hatırlamıyorum
kaç şiir yazdım
aşksız
sevdasız sayamadım
şimdi
gecenin koynunda sallanırken bir o yana bir bu yana bedenim
yakalayacağım
hecelerden kelime ve kelimelerden cümle yapıp döküleceğim satırlara
insan kendi gönlüne ne kadar yabancı olabilir ki
kaç yaşında terk eder
gülüşlerini
sabahsız bırakır mı
güneşi
susuz bırakıp kuruttuğu sardunyalardan özür diler mi her gün
asılsız ihbarlarla geçiyorken ömrü
şiiri mi
sevgiliye yazar,
sevgili mi şiir olur kendini yazdırır
onu da bilemedim
öyle işte
şiirim
duygusunu yitirmiş dizelerden oluşuyordu ve
sana dertleneyim dedim, şiir tadında
kendi başıma
şiir beni
ben şiiri kaybetmişten bu
gece belki maruzatımı duyar da
üç beş kelime ilişiverirler yamacıma
Biraz ondan biraz bundan bahsedip
sözü şiire ve
aşka getirirler
Belki
hatırlarım, tek notadan şiir yazmayı
tek kelimeden
aşk olmayı