Tarih kalbimin kıkırdak olmuş
sevgilerini sökerken göğüs kafesimden
Dört meleğin sınavı olmuştu
aşkın bedensiz doğuşu
İsrafil’in üflediği
cehennem davetine ilk sevincini sırata serpiştirmiş ruhum erişti
Yaradılış diyordu bilinmek içindi oysaki benim yaradılış hikayem sevmek üzerine oldu
Mikail muhafızı Cebrail sözcüsü oldu hudutsuz coğrafyalarımın
Binlerce yıl öncesinin tapınaklarında yakılan ateşin közünü avuçladı Azrail
Tanrının
gülüşüne sebep yangınlar çıkarttı
cennetin
gül kokulu bahçelerinde
Kaç milyar ruh bedene büründü unuttu Tanrı
Kiminin adını
Kiminin bereketini
Kiminin
sevgisini eksik koydu teraziye
Mazereti belli idi
sen Aşk için terk ettin beni ey insan, oysa ben o
aşkı sen bana duy diye yaratmıştım kendimden seni
Ve
Sustu insan
Cehennem denen yere dikilmiş çarmıhtan alarak İsa’yı
Kırmızıya boyanmış
gözyaşı döktü
vakitsiz bir çöl fırtınasında
Ölümlüler
sevgi kokmaz Sevgili
Aparıp lehvi mahfuz dan bize dair hikayeleri
Aşka bulayalım tanrının bu büyük defterini
Sonra oturup
dünyanın yedi kat üstüne
Gülümseyelim
kalü bela’ dan gelen
sevgimizin doğurduğu
çocuklara...