0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
653
Okunma
Yusufçuk konuyordu hasretliğimin zikir çeken hallerine.
Bir deli rüzgar akıp gidiyordu
nefes diye göğüs kafesimden içeri.
Hayyam
cenneti de şarabı da sevgiliyi de
bu dünyada buldu diye,
yanık yanık türküler söylüyordu,
kulağımın kirişine yaslanmış olan,
yağmur kuşu
Yıldızlardan ışık toplayıp fanuslara saklayan sevgilinin,
korktuğu karanlığı aydınlatıyordu,
ateş böceği
Gel diyordu Tanrı,
yedi kat gökyüzüne kurduğu cennetinden bakarak bana,
“gel Zümrüd -ü Anka kuşunun kanadını takıp omuzlarına” çık diyordu
yarattığı cehennemin azabından
Mutluluğu adaletsizce paydaş ediyordu şeytan.
Bu yüzden acılar denizinde yanıp duruyordu insan...
günahları sevaplarını yutuyordu isyan ettiği kaderinden dolayı
Sıralı ölümler nasip etsin diye
Azrail’i tutukluyordu vicdan
ve sıralı doğumlarda çoğalıyordu AŞK
Kimsesizliğin kimi olmak için dolanıp duruyordu
sırtında heybesi,
avuçlarında umutları ile Derviş
ve kelebek
kanatlarını yakıyordu kirpiklerimde
küllerinden tekrar doğmak için