2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
600
Okunma
Et kemik yaradılışın hikayesine göre tanıdık değilim
beni doğuran o iyi kadına
saçlarım siyah unutkanı beyaz da sayılmaz,
yönüne aksi bir nehir gibi hiç bir dokunuşa
ait değil
yol bilirim
bekleyenin varlığını örten sevinçleri,
dili yutulmuş kuşların kanat çırpınışını da
konu sen olunca kendime
unutuldum
belki de
bakışlarım şahit tutar olması gerekenlere
kalp ortadan ikiye yarılır
lakin acının
bir parçası bende kalır
geceler uzun düşlerin düştüğü yerdeyim
ve bir ben varım dizleri kaynayan
sonra yarasını saran
yani insan kendi yokluğuna üşür mü?
işte üşüyorum
üstümü örten kendi ellerim
bu gecede oturmuşum yürek kıyılarıma
içimden geldiği gibi
sen konuşurum
sen yazılırım şiir diye şu ak kağıtlara
ne kadar fırtına öncesi sensizliğim varsa da
su uyukladığı göz bebeklerime
söz geçiremiyorum
yaşarsın elbet
yılların bir kaşık suda boğulduğu
anlarda
sadece adımlarım öteki adımıma ihanet etmiş
ben gelemesem sen gel...
5.0
100% (5)