Yaş elli dediğinde
bir çağı deviriyorsun demişti annem
uzun eşek oyunundan, o hep beli yatık olanların vebalini çekeyim ki
bir iki ileri yada geri çek derler de
gidenin kalandan farksız

En çok da şiire keyfim yok
her gece halime gülen kirpiklerimin altını ıslatıyor
ve yastığımın ucu kuruyacağına daha da bir içine çekiyor hıçkırıklarımı
ağırlığımca altın yerine hüzün vermişler




Hele ki yer göğe sevişmeyi
bir yarım akılı ile toz dumana katmayı
iki ayak bir kol karışımı
uykunun en derin numarası gibi doğurganlık masalının
bir parçası gibiyim

İnançların en koyusuyla dilime gelen dualarım
ne minareye kılıf nede çana çömlek oluyor
peri kızlığının aslına bozulduğu
kız Hava ana duy beni !
yarısına benzeşmeyen elma işi hep başa düştü
ve kaldıran yok




Yaş şekeri yüksekleri gördüğüm vakitlerde oldu
ince işi yani
fakat neylersen yok pisliğin inkarı
Marmara tükürmüş yedi ceddi kıyılarına

bir adam boyu sessizlik

unuttum
kaldırım taşları sabaha uğurlar tanımadığım yüzleri
bu aralar

dediğin yerlerde yeller esiyor
aşkın
çevir gün yüzü görelim ki
kul hakkı kalmasın...

11*06-2021
ist