7
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
714
Okunma
sanki hiçbir şey yokmuş
çoğalırken çöl suskunu günler...
bakımsız kuşların gri sevişmelerine durdu yalnızlık
hangi özğürlük böler ki uykularımı
yüzümde mermer tozlu dağlar
toroslarca yağan
silikleşen vakitlerin köknar dalgınlığına bulut doldurup yükselsek mi
yeryüzüne
akşamın gece duh’unda ateş
yürür rüzgarlarla
sen yürürsün
sonra ben kızıl saçlarımı alıp
hayallerin köpüklü başına
anıların tavrı gümüş kutularda utanır çocukluğumu
durgunluğunda bildiğim t/at
tutar nefesimi yolculuğun kanatlarına
yeşil bir deprem destan yazar maviye
sesim eski deniz
karanlığıyla ikiye böler suyu
çatık kaşlı sarı’nın izlerinde
yokluğun soğuk ertesi
sensiz savaşamam
tut ellerimi
toprağın eteklerinde çığlık iklimler
emer sessizliği güneşin ağına
mor ışıkta umudun mayası
irkiliyorum
ikindi ağızların ten günahıyla masum dokunmalara
zamanın düş çarkında
ıssızlığın yangın sürüsü/
susan çiçekler/
boğmasın küskün ağaçlar seni
umudun dans ettiği öpmelere sabahı besliyor öfkem
intiharına ver gölgelerin cehennem maskesini
sensiz uyanamam
...
5.0
100% (15)