2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1269
Okunma
düştüm düşümden
bir gece
ayın çıplaklığında
zeytin ağaçlarının
ve narların
secde ettiğini gördüm tanrıya
öylece daldım varlığına
bir çift zeytindi gözlerin
neydi rengi
seçemedim karanlıkta
yeşil miydi siyah mıydı yoksa
kızıl kıpkızıl iki nardı memelerin
bembeyaz gömleğinin altında
dokunsam dağılacaktı
kana bulanacaktı ellerim
tutuldu nutkum
sallandım durdum
sonsuz bir boşlukta
bir kusur aradım
kusurlarla dolu dünyada
benzetme bulamadım varlığına
mümkünü yok bulaşacaktım
ebruların sırat olsa da
yine de koşacaktım
düşecektim alev alev yakacak
aşkın nârına
çektim ipini aklımın
göğsümün mezarlığında
peygamber çiçekleriyle bezeli
bir otak yaptım sana
bilemezdim
dokunmaya kıyamayacığımın
talan edilmiş
bir gül bahçesi olduğunu
gözlerinin hüznünden
başladım onarmaya
öptüm ıslak kirpiklerinden
bir serçenin kalbi atıyordu nabızlarında
ellerin, o narin ellerin
buz kesmişti
birer çivi olmuştu parmakların
herkesten sakladığın yaralarını
mütemâdiyen kanatan
kimsesiz zamanlarda
aldım
kırk zemzem suyuyla yıkanmış
yedi kat pamuktan evla
bir kundağa sardım
-annemin merhametinden doğma-
mabedimdir benim orası
artık korkma
…
Necat USLU
5.0
100% (4)