13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1144
Okunma

Usumda gizlenen felçli bir el(veda) var
Şairin kaleminden şiirsel bir resim çiziyorum
Fırça misali her mürekkep darbesiyle can bulan
Siyahın insafına sığıntı, beyazın resmi…
Önce;
Güneşe gebe kalıyorum geceye aykırı düşüp
Ve yırtıyorum, göğümüzü sarmalayan kara kefeni
Damağıma sinmiş elma şekeri tadında tebessüme
Hasretle ve çığlıksız
Dualar sarmalında doğum sancısı
Kara bulutları, tırnaklarımla parçalayarak
Zoraki bir güneş doğuruyorum.
İşte tuvalimin aydınlığı…
Ardından
Yeni başlayacak hayatı çizmeliyim mısralarla
Deli gibi çırpınışlar başlamaz mı?
Yaşama kaynağından fışkıran berrak su misali
Kaç kışın kuru meşesini bıçkılarım yontarak.
Uykusuz geçen gecelere inatla
Ayakta dimdik durabilme mücadelesi
Ve bir karanlığın, pembe duvaklı gelini gibi
Şemsiye oldum siyah kardan koruyarak.
Yeşilime beyaz katarak çizdiğim resim
Şimdi bir çocuğun suskun gözlerinde gizli
Böyle mazlum durma ne olur.
Siyah elmas gibi bir çift sukut
Alevliyor titreyen ellerimi…
Vur diyorum
Vur kâğıdın göğsüne kara kalemi
Sızlasın onun da göğsü benim gibi…
Sızlıyor ya!
Resmimin ince fikirli teması
Helalinden süt verdiğim damarlar
Bir de gözyaşıma karışan kanım sızlıyor.
Ayağıma dar gelen eski bir pabuç gibi
Şekil buldukça bu ömür resmi
Tuvalim dar geliyor.
Kalemimden dökülen mısralar sızlıyor…
Oysa
Ne çok eksiği var.
Daha fırça darbesinden mahrum dizelerle
Beyaz güvercinler yazacaktım gökyüzüne
Ve top oynarken düşen çocuğun
Kanayan dizlerini silecektim kalemimle.
Küçük bir kedi yavrusu korkacaktı
Tırmandığı ulu çınarın dallarına tutsak
Kahve telvesinde kısmet uman kızlar, otururken gölgesinde
Henüz bitmemişken şairin kaleminde hayat resmi
Bu tumturaklı veda sözleri niye?
Şimdi bana diyorlar ki;
Gecenin gündüz olduğu vakitlerin emeğini
Haraç mezat üç kuruşa sat gitsin
Zalimin zillet dolu müzayedesinde
Kolay mı söyle?
Şimdi
Karanlığın tenhasında çırpınarak can veren
Ölü bir yalnızlık resmi var…
Siyahın beyazı ezdiği yüreğimin
Usunda gizlenen felçli bir el(veda) var…
SELMA PEKŞEN