Babamdı Riyaziyede öğretmen gözdesi Orta ikiden ayrılan
Ata sanı demez Taşarmış küpten ‘dana’ denince Dövüşlerin bükülmez bileği
Babamdı Baldıranlı ürperişlerdi sevda değil Bakışlarında üveyliğin geçmez eğrisi
Ufaraktan bir kadın yine Harfi harfe kendi ulamış Haşhaşçiçeği renginde çocukanne
Babamdı Ortaokul defterimde kenar çizgisi Ben sarı yapraktım o korkulu ırmak
Mevsimi yok saati bellisiz Gönlümün bendini yıkıp duran seldi Ilgaz’dan esen rüzgâr titreten soğuk
Babamdı Cömertliğe yazgılı ömür Zümrüdü Anka’nın uçtuğu ihsan
Bitmeyen kışlar kuzine sıcağı Yazlık sinemaya komşu incir ağacı Öksede bir kuş gibiydi yürek
Babamdı Hoşgörüsü az sorgusu acı Üsküdar’da çitlembikli zaman
Radyoda kısa dalga bir keder Sabahlara dek kolla çalıştırdığı makine Simli saçaklar Zeki Mürenli günler
Babam mıydı Eski istasyonun orda kaç rüyada İçine düştüğüm kuyu yıldızsız karanlık
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne kadar ince bir keder ve ne kadar hassas dokunuşlar babalı hatıralara. Çok etkilendim her bir dizesinden. Selam olsun sarı yaprağa ve korkulu ırmağa.
Bir babanın, gerçekçi ve objektif bir ölçek altında yaratıcı bir sanat diliyle şiirselleşmesi çok özgündü. Hoştu. Etkilenerek paylaştım. Kutlarım. Saygılarımla.
ama dikkatimi çeken bir nokta var değerli şair anladığım kadarı ile şiirlerinin bir kısmını paylaşıyor ve sürekli aynı şiirleri belirli bir zaman zarfında ekliyor.
aklıma takılan soru bu şiir için değil tabi ki! ama genel anlamda ve belki bu şiir daha önce de paylaşılmış olabilir. olsun. sonuçta güzel bir şiir okumuş olduk
bu şiirler özel bir nedenden dolayı mı belirli bir zaman diliminde ekleniyor ya da şair kısır döngü mü yaşıyor veya çıkarttığı kitap veya kitaplardan ötürü zirve yapan şiirlerini tanıtma gereksinimi mi
ben pek böyle yorumlar yapmam gerek de duymam sadece dikkatimi çekti... dikkate değer bir sayfa olduğu için.
güne düşen haklı başarıyı bir kez daha kutlarım. saygı ile.
Kırk yıldır şiirlerini dergilerde yayımlatma çabasında olan biriyim. Daktilolu zamanlardan geliiyoruz...
Edebiyatı; özelde şiiri hep bir imece olarak gördüm. İyiliği, güzelliği paylaşmak, yardımlaşmak ve çoğaltmak için. Hayatın çok başka bir alanında şiirden fersah fersah uzakta, Bankacılıkla uğraşmak durumunda kaldım.
Bizim sesimizi duyurma çabalarında sanal olanaklar yoktu. Mektuplar, aylarca beklenen yanıtlar, bazen de sabit telefondan bir ses...
Dergilerde 'sınanmak' vardı. Ret ediliş ve hayal kırıklıkları. * Sanırım, bu siteye üyeliğim on yıldan az değil. Bir dönem özellikle günün şiirlerine uzun, eleştirel yorumlar yazdım. Temel, teknik bilgiler bağlamında. Genelde olumlanan bazen de taşlanan... Burayı hep bir 'şiir işliği' yapmak için çabaladım, sonunda vazgeçtim.
Yönetime de defalarca yazdım: Günde belli sayıda şiir eklenebilsin diye. Her üye onbeş günde bir ya da ayda bir şiir asabilsin. Yoksa, o kadar çok şiir geliyor ki onlarca şekerleme dörtlüğünün arasında has şiirler de güme gidiyor(du). Önlem almak gerekir(di) ama olmadı.
Hemen her yazımda sanalda gözüken arkadaşların mutlaka dergilere yönelmesini, en az iki dergiyi düzenli okumalarını, sürdürümcü olup desteklemelerini anlatmaya çalıştım. Bizim Ustalardan gördüğümüzü.
Çok şükür ki beş-altı arkadaşı (özellikle öğretmenleri) bu dergi bahçesine çekebildim, odur benim de onca emek verdiğim saatlerin çam sakızı...
* Evet, az yazıyorum. Çok gözükmek gibi bir kaygım yok. Eskiden beri vasatı çoğaltmak gibi bir düşüncem olmadı.
Yazmış olduğum şiirlerimin neredeyse tamamı bu sitede var.
Riyaziye, beş yıldır bir kenarda mayalanıp duruyordu. Bir yandan da gün yüzüne çıkarmaktan çekiniyordum. Özeldi. Edebiyat Nöbeti dergisinin son sayısında yer aldı bu ay. Dileyen, dergiyi dseteklemek için bulabilir kitapçılarda. Çünkü dergi de kapanmanın eşiğinde. Bir anda üç dört dergi kapanıverdi.
Niye mi ara ara eski şiirlerimi yeniden asıyorum anasayfaya:
Bazen üç ayda bir bazen altı ayda bir.
Takdir edersiniz ki üç yıl önceki üye profili bugün değişmiş olabilir. Yeni arkadaşlar gelmiştir.
Örneğin sizden önce yorum yazan Elbruz Arkadaşımız, ilk kez okumuş beni ve diğer şiirlerime de göz atacakmış. Benim için birkaç yeni insana/şaire ulaşmak güzel bir duygu. Kimin için olmaz ki!
İkinci şiir kitabım Yakın Güz 1999'da çıkmıştı. Piyasada satışı yok, elimde iki tane kaldı. Hiçbir zaman reklam vs ile işimiz olmadı. Çoğunu da eşe dosta armağan ettik. Zaten kitapçılarda öyle bir olanak da yok.
Asıl sorun; bir üyenin mevcut şiirini üç beş ayda bir yeniden yüklemesinden çok, her gün anasayfaya âdeta yağmur gibi yağan, hiçbir elekten geçmeyen şiirimsilerin önüne geçmek.
Belli bir çıtayı tutturamayan şiirlerin sağanağında has şiirlerin yitip gitmesi.
Bu önerimi yönetime defalarca yazdım ama yaklaşım/bakış farklı idi. O nedenle de siteden uzaklaştım. Benim gibi bazı arkadaşlar da.
Ne demişt Goethe: " Doğruya, İyiye, Güzele..."
*
Fatih Aydemir'in
"rüzgârın kuru söyleyişi vaktiyle yükselen nehirler ve kavaklar... bir de en cesur uçurumların tiz sesi"
Kırk yıldır şiirlerini dergilerde yayımlatma çabasında olan biriyim. Daktilolu zamanlardan geliiyoruz...
Edebiyatı; özelde şiiri hep bir imece olarak gördüm. İyiliği, güzelliği paylaşmak, yardımlaşmak ve çoğaltmak için. Hayatın çok başka bir alanında şiirden fersah fersah uzakta, Bankacılıkla uğraşmak durumunda kaldım.
Bizim sesimizi duyurma çabalarında sanal olanaklar yoktu. Mektuplar, aylarca beklenen yanıtlar, bazen de sabit telefondan bir ses...
Dergilerde 'sınanmak' vardı. Ret ediliş ve hayal kırıklıkları. * Sanırım, bu siteye üyeliğim on yıldan az değil. Bir dönem özellikle günün şiirlerine uzun, eleştirel yorumlar yazdım. Temel, teknik bilgiler bağlamında. Genelde olumlanan bazen de taşlanan... Burayı hep bir 'şiir işliği' yapmak için çabaladım, sonunda vazgeçtim.
Yönetime de defalarca yazdım: Günde belli sayıda şiir eklenebilsin diye. Her üye onbeş günde bir ya da ayda bir şiir asabilsin. Yoksa, o kadar çok şiir geliyor ki onlarca şekerleme dörtlüğünün arasında has şiirler de güme gidiyor(du). Önlem almak gerekir(di) ama olmadı.
Hemen her yazımda sanalda gözüken arkadaşların mutlaka dergilere yönelmesini, en az iki dergiyi düzenli okumalarını, sürdürümcü olup desteklemelerini anlatmaya çalıştım. Bizim Ustalardan gördüğümüzü.
Çok şükür ki beş-altı arkadaşı (özellikle öğretmenleri) bu dergi bahçesine çekebildim, odur benim de onca emek verdiğim saatlerin çam sakızı...
* Evet, az yazıyorum. Çok gözükmek gibi bir kaygım yok. Eskiden beri vasatı çoğaltmak gibi bir düşüncem olmadı.
Yazmış olduğum şiirlerimin neredeyse tamamı bu sitede var.
Riyaziye, beş yıldır bir kenarda mayalanıp duruyordu. Bir yandan da gün yüzüne çıkarmaktan çekiniyordum. Özeldi. Edebiyat Nöbeti dergisinin son sayısında yer aldı bu ay. Dileyen, dergiyi dseteklemek için bulabilir kitapçılarda. Çünkü dergi de kapanmanın eşiğinde. Bir anda üç dört dergi kapanıverdi.
Niye mi ara ara eski şiirlerimi yeniden asıyorum anasayfaya:
Bazen üç ayda bir bazen altı ayda bir.
Takdir edersiniz ki üç yıl önceki üye profili bugün değişmiş olabilir. Yeni arkadaşlar gelmiştir.
Örneğin sizden önce yorum yazan Elbruz Arkadaşımız, ilk kez okumuş beni ve diğer şiirlerime de göz atacakmış. Benim için birkaç yeni insana/şaire ulaşmak güzel bir duygu. Kimin için olmaz ki!
İkinci şiir kitabım Yakın Güz 1999'da çıkmıştı. Piyasada satışı yok, elimde iki tane kaldı. Hiçbir zaman reklam vs ile işimiz olmadı. Çoğunu da eşe dosta armağan ettik. Zaten kitapçılarda öyle bir olanak da yok.
Asıl sorun; bir üyenin mevcut şiirini üç beş ayda bir yeniden yüklemesinden çok, her gün anasayfaya âdeta yağmur gibi yağan, hiçbir elekten geçmeyen şiirimsilerin önüne geçmek.
Belli bir çıtayı tutturamayan şiirlerin sağanağında has şiirlerin yitip gitmesi.
Bu önerimi yönetime defalarca yazdım ama yaklaşım/bakış farklı idi. O nedenle de siteden uzaklaştım. Benim gibi bazı arkadaşlar da.
Ne demişt Goethe: " Doğruya, İyiye, Güzele..."
*
Fatih Aydemir'in
"rüzgârın kuru söyleyişi vaktiyle yükselen nehirler ve kavaklar... bir de en cesur uçurumların tiz sesi"
ilk kez okuyorum sizi her bir imge sayfalar dolusu üzerine yazılabilecek incelikte ve ustalıkla işlenmiş biçimde sizinle uzun uzun şiir konuşmalı aslında dinlemeli en çok öfkenin hasretin eksik bir şeylerin en şık edebî yakışıklı hâli kelimelere nefes vermek zordur bir giysi biçmek ve ustalıkla giydirmek
riyaziye bir ömrün aritmetik hesabını yapıyor olarak okudum kendimce hesapla alakalı bir iç hesaplaşmanın dışa vurumu başlık şiirin tacı gibi başlık imge olarak kullanıldığı sanılan ama imge olmayan zekice kurgulanmış bir başlık bir mekân ismi olarak algıladım ben nedense bir ilçe köy mahalle bir şeylerin hesabı açısından çok zekice ve ustaca kullanılmış ama ilk Oğuz Atay’a gitti bir an hafızam kadın imgelemi olarak o kalsın şimdilik hâfızamızda sonra bir hayata sıkıştırılmış kimliği alınmış ama unutulmamış baba ve çocuk arasında kalan ama hep kalan bir kadın evet kadının adı yok ama imgeler bambaşka yerlere sürüklüyor okuyanı her imge bir kesit kısa vurucu ve ne anlatması gerekiyorsa anlatan ayakları yere basan zaman zaman kırılıyor dizeler bir yerlerde ufak bir eleştiri hoş görünüze sığınıp somut dizeler şiirin büyüsünü bozuyor belki şair nefes alıyor bir mola iç çekiş belki de şiire nefes aldırıp imge içinde boğulmamasını sağlıyor okuyucunun biyografi önsözün dizelerin arasına yerleştirilmesi gibi
Nikotinli zambak… çok bilinmez Bağdat karanfili gibi fulyanın özelliği gibi çok açmayacağım tehlikelidir ama çok hem de şiir kapatıyor kendini Şair’in istediği yerde kaleme hakim olmak böylesine bu olsa gerek
Pişmanlık aynası… cep aynaları aslında bir pişmanlığın sırrından yansıması bir insanın kendi benliğine bakması şiir açıyor kendini inanılmaz bir tat koku bırakarak duman duman zambak zambak
Baldıranlı ürperişlerdi sevda değil Bakışlarında üveyliğin geçmez eğrisi… en çok bakışlara yansır üveylik bir ömür büyüse de insan kendi içine bakarak dışa bakarak zordur çok zor bir kaderi kimliği bir ömür taşımak kemmiyet keyfiyet döngüsünde bu kadar mı güzel anlatılır bir eksiklik kırgınlık sevgi olması gereken aslında olmayan bilinçaltında çoğalan ama kontrollü sızan merhamet sevgi hasret az kalan
Haşhaşçiçeği renginde çocukanne… kül benizlidir haşhaşçiçeği tütünün yanmış hali ölü grisine benzetirim ben belki rengini kaybetmiş kendine özel bir renk belirlemiş özeldir ama çok özel çok şey yazabilirim her bir harfine sanırım diğer şiirlerinizi okuyacağım önce ikinci kısıma daha sonra bir daha geleceğim müsaadenizle bir şiirle karşılaşmak ve şiirle hasbihâl etmek mut verici idi şiir zaten anlattı kendisini çok güzel idi
saygılarım ve esenlik dileklerimle sayın İlhan Büyükcebeci bu şiiri okumak bir ayrıcalıktı berhudâr olunuz. ve güne gelecek sanırım benim için ilk okuduğumda çok daha fazla günlere gelmiş idi bunun için de kalbî tebriklerim ile.
Elli yıl önce çocuklukta babamdan dinlediğim bir anı kırıntısı: Herhalde otuzlu yılların ortası. Çankırı Ortaokulu. Kürt bir öğretmeni varmış babamın. Riyaziye dersinde tahtaya bir soru yazarmış, birkaç öğrenci bilemeyince sinirlenip şöyle dermiş 'kalk ulen Ehsan çöz şunu...' ... Matematiği çok güçlüydü, zekiydi Babam. Otuzlu yaşlarında Almanya'ya gidip bir fabrikada Almanların başına Usta olacak kadar.
'yâd ellerde aşkın usta'
**
İkinci bölümü daha dönük bana.
*
Elbruz'dan
"Sen iyiysen iyiyim ben de kuş sesleri sürüyorum ellerime Bir yanım sana âşık"
Elli yıl önce çocuklukta babamdan dinlediğim bir anı kırıntısı: Herhalde otuzlu yılların ortası. Çankırı Ortaokulu. Kürt bir öğretmeni varmış babamın. Riyaziye dersinde tahtaya bir soru yazarmış, birkaç öğrenci bilemeyince sinirlenip şöyle dermiş 'kalk ulen Ehsan çöz şunu...' ... Matematiği çok güçlüydü, zekiydi Babam. Otuzlu yaşlarında Almanya'ya gidip bir fabrikada Almanların başına Usta olacak kadar.
'yâd ellerde aşkın usta'
**
İkinci bölümü daha dönük bana.
*
Elbruz'dan
"Sen iyiysen iyiyim ben de kuş sesleri sürüyorum ellerime Bir yanım sana âşık"
Yıllar önce Mehmet hoca sizi takip etmemi tembihlemişti, şiire değil okula gelir gibi geliyorum , iyi bir öğrenci miyim bilinmez ama çabalıyorum :-)) sağlıkla kalın iyi akşamlar
Sigarayı 1.5 yıl önce bırakan ben sigara içen hemde çok içen bir babanın çiçekle imgelenmesini ve bu şekilde ifa edilmesini beğendiğim, yoksa durumu beğenmedim çünkü sittin sene düşünsem bu imgeyi bulamazdım şiirde başka imgelerde var ama beni.çeken nikotinli zambak. Anladığımı anlatamadığım için kusura bakmayın. Sizin yazdığınız her şiir benim için önemlidir ama açık konuşmak gerekirse bu şiir karanlık mutsuz bir his bıraktı üzerimde. saygımla
Yıllar önce Mehmet hoca sizi takip etmemi tembihlemişti, şiire değil okula gelir gibi geliyorum , iyi bir öğrenci miyim bilinmez ama çabalıyorum :-)) sağlıkla kalın iyi akşamlar
Sigarayı 1.5 yıl önce bırakan ben sigara içen hemde çok içen bir babanın çiçekle imgelenmesini ve bu şekilde ifa edilmesini beğendiğim, yoksa durumu beğenmedim çünkü sittin sene düşünsem bu imgeyi bulamazdım şiirde başka imgelerde var ama beni.çeken nikotinli zambak. Anladığımı anlatamadığım için kusura bakmayın. Sizin yazdığınız her şiir benim için önemlidir ama açık konuşmak gerekirse bu şiir karanlık mutsuz bir his bıraktı üzerimde. saygımla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.