1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1538
Okunma

iki nefes arası düşlerin
felsefesini doğururdu rüzgarlarımız
güneşin yağmura dokunan o turkuaz öpücüğü gibi
kelimelerin örtüsünü kaldırırdı bakışlarımız
zamanın oyumuna hatıralar saklayan haylaz çocuklar gibiyim şimdi
zihnimin perde arkasında dalgalanıp duruyor gölgen
gün ışığının dalgın uykusundan sıyrılıp
gecenin yumuşak mavisine sarılmak,
beyaz bir güvercine tutulmak
veya kelebeğin dansında ebruli renklere bulanmak varken
korkunun uzun koridorlarında kaybedemem ömrümü anlıyor musun
denizlerinde sırt üstü süzülüyorum
sen yokken bile...
varlığının kalabalık anlamındayım
yokluğunda bile
iki nefes arası düşlerin
sarhoş meltemiydi gözlerimiz
dudaklarının kokunun tuzu
iklimin gibi hasrete dönüştü şimdi
tutma ellerimi
tutsaklığımdan yağarım
yayılır dağılırım yüreğine...
✒T.Y.
5.0
100% (8)