6
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
2719
Okunma

bir den fazla inkâr alınıp sırtımın duvarlarına karalamışlar
tek hatırladığım siyah bir gülümseyişti
dilinden anlamadığım imlalarla
kavuşmak yaptığım mısralar gibi sırıtıyorum
durulunca
kararlı bir dudağın
günde bir defa açılan açlığını simgeliyorum
yine geldim
demek geçiyor harf yorgunluğumla
makamı mı riske sokup soyunur cümlelerim
ilkinden bu yana kavgalıyım suretiyle
şimdi
zaman geçişinde
anımsadığım elleri artık yok gözlerinde
ama hala pabuçlarında gözleri
ne yapsam düşmüyor
yüzüme yüzün
ne yapsam karşılaşamıyorum gözlerinle
sırtımın duvarlarında karalanmış siyah bir gülümseme
çok alim dilendi zihnim
fikrinde darlandığında lisanım
çok şehir ürküttüm
siyah pabuçlarımın tozlarıyla
gar sancısı çekmiş bir gurbetçi gibiyim
bavuluma umut biriktirmişim
Yüzümde tebessümünü unutan o siyah yolcu
mağrur bir alıngan
ziyadesiyle savurgan
bir hitap rendeliyor sokaklarıma
sırtımın duvarlarında karalanmış siyah bir gülümseme
vakit aralarında koşuşturmadan
kuşkulanıp koşturuyorum
yüzümün süzüldüğü o ahkâma
devriyeleri atlattığımı resmi bir dille anlattım
kararınca tümce
duvarlarımda kanatılmış siyah bir gülümseme
umudumu tüketmişim bir yol ağzı dönemecindeyim
makyajı tazelenmiş bir figür aslınca fikrime
ziyadesiyle korkular kaplıyor şuurumu
sona dönük bir mazi demlerken fikrimin koşuşturması
sırtımın Duvarlarında karalanmış siyah bir gülümseme
üşüyorum sokağından her geçtiğimde
üşüyorum çerçevesi mühürlü bir lisanım dudaklarında
açılmayan kanayan durdurulan
adımla seslendin ya
biri ikiye gönül koydu
devrildiğim de sırtımdan okunduğu cümle
sırtımın duvarlarında karalanmış siyah bir gülümseme
şimo
sinan şeker
5.0
100% (16)