6
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1457
Okunma


şuramda yaralı kırlangıç gibi yaşıyorsun
uzak kentlerin dumanlı gözlerini andırıyor
bana ayırdığın suskunluğun
kaç hikayeden biçmişler ömrümü bilmiyorum
topladım hepsini de
büyüdü aynada yüzün
koştum sana
kızıl kubbelerden toz olup döküldüm saçlarına
sessiz ressamın son rüyasından geçtim
öksüz çocuğun aynada kırılan yansımasından doğdum
ayın gölgemi ufaladığı yollardan
geçtim de geldim
gülümsedi gözlerimin içindeki çocuk
kimsesizliğinin penceresine menekşeler dizdim
âh, içimden biri gibi gülüyorsun
sığamıyorum ruhuma
göğsümün orta yerinde bağırıyor yalnızlığımın zembereği
bilmiyorsun
kaç gece infilâk etti sabaha beş kala
aklımın zindanlarından kaçıp kalbime düştüğün zamanlar
geldim sana
gözbebeklerinde gördüğüm yüzümle
zamanın yağmuruna şemsiye açtım
çünkü bulutlar sustuğunda
şiirimden yağardı yağmur
o an zaman kavramı yoktu
ölüm bile yoktu
güneş çekmişti yorganı üstüne
sadece biz vardık
biz’den vazgeçip
iz olduğumuz günlerden kalandık...
✒T.Y.
5.0
96% (22)
4.0
4% (1)