0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
808
Okunma
önce yüreğime seni kattım
şiire seni okudum
kağıda seni yazdım
bir şarabın kızıllığında seni aradım
bardağın kırılan tarafı oldum
kestim yüreğimin şah damarını
seni akıttım içime
and olsun ki şu yüreğime
seni yokluğunda da sevdi
sonra yürüdüm
sokak sokak seni aradım
yağmurlarda ıslandım
şehrin en soğuk betonlarını adımladım
nasırlı avuçlarımla yaralarıma tuz bastım
avuçlarım yandı
yaralarım kanadı
sonra seni bastım yaralarıma
bir cam kesiği kadar acıyordu canım
ama bir iğne ucu kadar umut ederek bekledim seni
bazen çiğ altında kalıyordum
bazende cemre düşüyordu saçlarıma
ama içime sensizlik hiç düşmedi
hep seni içimde yaşatır gibi sevdim
ne zaman sana sarılmak istesem
hep yüreğim işgalinde yokluğuna sarıldı
sanki sol yanıma bir mızrak batırıyorlardı
öyle canım acıyordu, öyle kanıyordu ki
yokluğunu üstüme örter gibi seni seviyordum
sen yüreğime düş’tün
ben şiir sandım seni
sonra kırmızı şarap kokuyordu ellerin
bense tütün kokuyordum
gökyüzüm senli maviliklerde
bense karanlıklarda seni bekliyordum
ama hep yüreğimle yürüdüm sana
bazen kar altında kaldım
bazen fırtınaya tutuldum
ama sana yürümekten vazgeçmedim
sende yüreğimden çok uzaklara gidememiştin zaten
ibrahim dalkılıç
31 mayıs 2017
21:50 izmir
5.0
100% (2)