27
Yorum
87
Beğeni
5,0
Puan
3940
Okunma

medreselerde unutulmuş dualarda saklı kalan
son istekti adımın yanına yakışan varlığın
kadri ye’tim bırakılan geçmişimi
üşüyen bir ağacın gövdesine emanet ettiğim o gün
içine muhayyerkürdi kaçmış hikâyelere konu’k oldum
kahve fincanına doluşan bahaneleri tüketip
hiçbir mazerete sığınmadan uzun uzadıya
uzayan yollardan soğuk havadisler getiren freiduone’nun
cümleye döktüğü harflerde kaybolan özne oluyordum
sokak kavgalarında vazgeçtim taş kesilmekten
besmelesiz tekbirler inerken soraya’nın alnına
çığlık olup iliştim sesinin kenarında kurulan köye
sakallarında cehennem biriktiren adamların gülüşünde gördüm
dünyanın kaç bucak olduğunu
ölüp ölüp dirilmek niyetinde değildim bu kez
diri diri tükenirken soraya’nın son nefesi
f’elekten geçmiş insan yanım
kalbimin eşiğinde bekleyen bir ayıba teslim etti kendini
utandım varlığını adımın yanına yakıştırma isteğimden
-unuttum kendimi soraya’nın dumanından arta kalan lekede…-
Cömert Yılmaz
5.0
100% (57)