çok katlı yalnızlıklar türememişti henüz o sıvası dökülmüş hanelere baykuşlar tünemeden önce
kimsesi oluyordu bir ucun, diğer uç dağlar bu kadar –aralık- durmazdı birbirine ocak’lara düşen kor aynı türküye söz olurken
üstü başı öfke ile donatılmış kelime avcılarının arsız namlusundan ateşin dibine kıvrılmıştı üşüyen harfler!
boşluğa kürek çeken birbirlerini döven/birbirlerinin kabilesini hırpalayan aynı kavimden olduğunu iddia ederken kendilerine ‘’ana-avrat dümdüz gittiler!’’
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir türküde buluşmak kimsesi oluyordu bir ucun, diğer uç kahrolsun şarlatanlar bedduamız daima.. amerikan bayrağını dalgalandırıyor hüda. biz devam ediyoruz beddualarımıza
geç geldfim sayfanıza kusuruma bakmayın o güzel yüreğiniz dert görmesin güzel bir çalışma güzel anlatım kaleminiz daim olsun selam ve saygılar bıraktım değerli sayfanıza......
sorunlarımızı şiirde olsa dile getiriyoruz ve problemleri böylelikle herkes biliyor cömert abicim ders niteliğinde bir şiirdi anlamak lazım öyle gelip de çok güzel demekle olmuyor ilk önce şiirdeki anlamı çıkarmalı yüreğiniz daim olsun zaten şiirleriniz bir hayat sevgilerle kalınız biz gözlemciler olarak yöneticiliğiniz den çok memnunuz yüceler yücesi Allah'a emanetsiniz
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
Aslında günümüzde oluşagelen yeni çağ tiranlığıdır, paradoks düşüncelerin en yüksek çıtasına çıktığı; çıkar egemen bir hayata ne yazık ki bu tür karanlık güçler ortalığı dumana katmış bir bezirganlıktır sürüp gitmekte...
Ummana boğuldum şiirin güzelliğine ve şairin duyarlılığına
çok katlı yalnızlıklar türememişti henüz o sıvası dökülmüş hanelere baykuşlar tünemeden önce
kimsesi oluyordu bir ucun, diğer uç dağlar bu kadar –aralık- durmazdı birbirine ocak’lara düşen kor aynı türküye söz olurken
üstü başı öfke ile donatılmış kelime avcılarının arsız namlusundan ateşin dibine kıvrılmıştı üşüyen harfler!
boşluğa kürek çeken birbirlerini döven/birbirlerinin kabilesini hırpalayan aynı kavimden olduğunu iddia ederken kendilerine ‘’ana-avrat dümdüz gittiler!’’
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
-bu bezirgan şarlatanlığı…-
Bezirgan şarlatanlıgında kardeşin kardeşe düşman edilişleri mavzer seslerine kesilmiş karanlıklar, uykuya hasret gözler çalınmış huzur, fakirlik sıvaları dökülmüş kerpiç duvarlardan haykırır korku hükümranlıga hakim kılınmış Vah benim insanım , vah insanlık.... Kutluyorum efendim. Yürege ve şiire selam olsun.
çok katlı yalnızlıklar türememişti henüz o sıvası dökülmüş hanelere baykuşlar tünemeden önce
kimsesi oluyordu bir ucun, diğer uç dağlar bu kadar –aralık- durmazdı birbirine ocak’lara düşen kor aynı türküye söz olurken
üstü başı öfke ile donatılmış kelime avcılarının arsız namlusundan ateşin dibine kıvrılmıştı üşüyen harfler!
boşluğa kürek çeken birbirlerini döven/birbirlerinin kabilesini hırpalayan aynı kavimden olduğunu iddia ederken kendilerine ‘’ana-avrat dümdüz gittiler!’’
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
-bu bezirgan şarlatanlığı…-
Cömert YILMAZ
Saygıdeğer üstadım yüreğinize sağlık Güzel bir şiir daim saygılarımla.......
boşluğa kürek çeken birbirlerini döven/birbirlerinin kabilesini hırpalayan aynı kavimden olduğunu iddia ederken kendilerine ‘’ana-avrat dümdüz gittiler!’’
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
çok katlı yalnızlıklar türememişti henüz o sıvası dökülmüş hanelere baykuşlar tünemeden önce
kimsesi oluyordu bir ucun, diğer uç dağlar bu kadar –aralık- durmazdı birbirine ocak’lara düşen kor aynı türküye söz olurken
üstü başı öfke ile donatılmış kelime avcılarının arsız namlusundan ateşin dibine kıvrılmıştı üşüyen harfler!
boşluğa kürek çeken birbirlerini döven/birbirlerinin kabilesini hırpalayan aynı kavimden olduğunu iddia ederken kendilerine ‘’ana-avrat dümdüz gittiler!’’
gömlek cebi amerika’n bayrak arması ile süslenmiş ‘’kahrolsun israil’’ sloganları atan bir gencin samimiyetine (!) mühür vuran isyanların sahibiydi
-bu bezirgan şarlatanlığı…-
Cömert YILMAZ
Kutluyorum bu güzel dizeleri kalemi ve yüreği üstadım, Çok güzeldi severek haz alarak okudum........ Yüreğine sağlık...Selamlar
"Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız yıldırımlarla ağmış, ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış kaburgamız, dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifiri uçurumlar, yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin yaşından incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği; şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş, sesimizde sendeleyen bir keder, uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden; ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin.
Ne azgın canavarlar üstüne yürümüşüz bir demet çiçek için, neyimiz var neyimiz yok vermişiz bir narin dilek için, yıllarını taş duvara örmüşüz ömrümüzün bir hırçın yürek için; şimdi çevremizde yosunlaşmış sessizlik, yabanıyız gittiğimiz her şehrin, çiğdemsiz, kükremesiz, kimsecikler sezmiyor boynumuzdan didişen örümceğin zehrini; ziyanı yok, nasıl olsa nabzımızda durulanır iksiri. Ne güzel sevmişiz, ağzımızda mavi bir tat kekremiş, ne sızılar sarmışız yumuşacık öpüşlerin çığlığını kuşanıp, şafaklar tutuşkunu şarkılar yuvalanıp ne mintanlar yırtmışız, şimdi usulcacık ürpersek kara gece uykumuz kaçacak kadar delik üstümüz çimensiz tepeler gibi bereketsiz, örtüsüz, serin; ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün çayırları ipekten, bakışımız lekesiz.
Ne masalar düzmüşüz kıvrımları gümüş, kakmaları sedeften, ne milyonlar yanından başeğmeden geçmişiz, huyumuz değişmemiş, hayatımız günbegün çarpışarak yaşanılan sırların ürünüdür; şimdi kar altında avcumuz, avurdumuz ilaçsız, ıssızlaşmış sabahlar, yoksunluk arsızlaşmış, kaçışır yolumuzdan gölgesini de alıp o şaklabanlar inildesek açlıktan; ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün dağı taşı altından.
Ne devlerle dalaşmış kanımızı göstermeden silmişiz. ne kudurgan günlerde elimizi dost eline titremeden vermişiz, bir ömür seğirtmişiz bir nefes beklemeden; şimdi nice anışların dudağı üşüyen bir çocuk kadar uçuk, nicesi elsıkışların sahtekar çıkmış.
- Bizi eşkiyalar soymamış abi muhabbet yıkmış!" (Nihat Behram)
Evet abi...
Bu içimizden çatallaşan bezirgan kahpeliğine
şu ömrümüzü kundaklayan duvarlara değin
sırtımızı yaslasakta, yuvalansa tüm kuşlar ciğerimizde.
yanık bir sevdadan kalan duman gibi tüterken memleketimin kutupları
zıtlıktan ziyadeleşmiş bir kıtlığa doğru uzanıyordu gölgeler
ki biz insanı yaşatmaya soyunmuşuz
bu korkak, bu yalan, bu satılmış fikirleri ötelemeye ...
yani şimdi tırnaklarımız kadarız, memedeki bebe kadar
elbet adımızıda bağışlayacaktır onikilik sabinin elindeki taş
o ışıklı şehirlerde, ışıklı caddelerde kuruturken köklerini medeniyet !
Evet... Tüm bu olanların tek kelimelik açıklaması bezirgânlık. Tarih boyunca bezirgânların malı olmuş insanlar. Konu geniş, içimi dökmeğe kalksam bir kaç cilt çıkar. Tebrikler sayın Yılmaz.
Sustum,susturdunuz,yutkunamıyorum,kelimeler dizildi boğazıma,haykırsam duyulur mü ki sesim. şiirden sonra bir adım bile öteye gidemiyorum,kutluyorum sayın Yılmaz saygılarımla
Etrafında olan bitene tepki veren başkalarının da yaralarına kalp uzatan
yaşadığımız yüzyılı es geçen ve şiirde sadece aşka yaslayan bir anlayışı kırmak için yazmalıyız
Barışın ve sevginin olmadığı yerde ne aşkın ne mutluluğun anlamı olmaz şu üç günlük dünyada şu şarlatanların salgıladığı bulaşıcı sıvılarla dünyayı hastalıklı bir vadiye çeviren insanoğlunu yine insanoğlunun kendisi kuratacaktır
Doğru algı, doğru çizgi ve doğru tavırarla şair her zaman gerçek bir MÜDAHALECİ olmalıdır
Ahhh! Şu umut tacirleri; sevgiye, kardeşliğe, barışa kin ve öfke eken bezirganlar, iki yüzlü şarlatanlar yıllardır aramızdalar ve her ipte oynayan canbaz misali istedikleri tarafa yeşil ışık yakıp, kıvırmaktan çekinmediler... Kahrolsun amerikan emperyalizimi ve ona uşaklık edenlere..."YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ". Çokça şiirdi kutlu/yorum üstad...
UMUT ve DOSTCA
ASMEROZ-62( Gülşen Polat) tarafından 1/24/2013 11:20:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
kapalı kapılar arkasında yazılıp çizilen paradigmaların yosun tutmuş yerinden akarken insanlık hürriyetin cepleri doldurduğu masalardan geçiyordu coğrafyaların geleceği
nasıl başlarsa öyle diyenlerin haklılığı için belki yörüngesini değiştirmiyordu kader!
Oysa Ben-i Ademdendi göbek bağımız barışa mutluluğa çoğalacaktık ve bu kadar ucuz pazarlanmayacaktı sevgi taşın altına girecekti eller yürekle dil arasından kurulacaktı cümleler!!
yalnızca fakirlikten penceleri örülen evlerden acıya kurban diye seçilmeseydi oğulllarımız
ne zaman zenginliğin göz kamaştırdığı yaşamlara ulaşırsa çığlık o vakit belki bir şeyler değişir
yoksa "aç kapıyı bezirgan başı kadar masum olmayan oyunlara gömülecek medeniyet!!
-al gülüm ver gülüm- şamatalığında
duyarlı yüreğinize selam olsun
saygıyla
-Rezber Camêr- tarafından 1/24/2013 11:52:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.