22
Yorum
85
Beğeni
5,0
Puan
2786
Okunma
hay(a)li yorgun bir türkünün hasretine astım seni
“insaf” çizen kül yüzlü kızların
saç diplerini tutuşturan akları giyinen sakallarımla
utangaç mevsimlerin içinden s’üzülerek geçiyorum
dumanıyla göğe
ahını topladım yol boyunca. dökülen insanlıktan
şapkam öne eğildi. mahcup bir edanın şiddetiyle
yazmayı bıraktığım şiirlerin içinde unuttum bizi
yaş’lanmış çocuk masallarında yakalandım kışa
‘’ankara’ya kar yağıyor üşüyor musun’’ derdin ya
ulu’canların üstünü örten sol’o bakışlı yiğidin
parkasıyla korundum düşlerime sızan ayazlardan
nato yolunda yere düşmüş ‘devrim selamını’
öpüp alnıma koyduğumda yasaklıydım yaşama
gecekondu tavanında çürümeye terk edilmişken
böyle baş döndürücü olmamalıydı dünyanın ekseni
babamı yitirdiğim hastalığa yakalandı sensizliğim
daha cennetime dokunmamışken bir evlat gülüşü
seremonisiz defin işlemleri yapıldı bedenimin
-ıslatılmış anne duasıyla beslenmekte/toprağıma kök salan hasretin…-
Cömert Yılmaz
5.0
100% (57)