Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil, ayaklarımdan belli
Yalın yapıldak düştüm yollara
Ayaklarımda bir telaş,
Kavruk, derin çatlaklarında tuz acısı…
Bilmem nere gittiğimi.
Şehrin kırsallarında kıskıvrak tutuldum say
Bir kervan boyu yalnızlığa
Saçların bir kara talih,
Revan olurdu yanım sıra.
O gün
aşk kisvesinde
ölümü gördüm.
Razı oldum Leyla soylu yazgıya
Gül döşekli bir taht serabıydı gönlün
Ayaklarımın telaşı sanaymış oysa.
Varsam yanına hayal, uzansam, yoktun…
Bu yıkılgan beden daha kaç bahar gezmeli?
Çığlığımı yutuyor dağların
Haber saldığım kuşların kanadı kırık,
Üstelik iki çatallı sözler dağarcığında
Zehir zemberek düşer içimin yangınına.
Lirik acılar şairin özsaygısından
Ne dilinde sitem, ne gönlünde şikâyet.
Mücerret bir
dünyada
aşkın şark algısı
Belki vardın bilmiyorum,
Belki baştan ayağa imgeydin sebk-i hindi nazmınca.
OLCAY GÖKÇE (AMASYA/EKİM 2016)