1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma
ayağa kalkmış sular oturunca
güneşten yüz çevirince dünya
bir gecedir,
süzülür dağ başlarından
toprak uyur!
ağaçlar büyütüp, meyveler sayıklamaya
tabiat tarifleri kitabının orta yerinden rastgele bir sayfa
“küpe çiçeği nasıl şekerlenir?”
yumuşacık esen rüzgarların adıyla
(“peki bir küpe çiçeği nasıl şekerlenir?”)
gelinlik bir kız
bu kaçıncı ikindinin sırtında?
hangi rengi filizlenir?
kimi düşlenir?
denizin kalın derisini yırtarak
sürekli bir kahkahanın peşi sıra
yüzüme bir garip gökkuşağı oturmuş
çelik mavisinden, dehşetli ateşlere
göğüs kafesime yabani bir hayvan
daralıyor, genişliyor...
dövünüyor nefes nefese
babamın “piçakları” cinayete kurulmuş
ağırbaşlı kesiklerle, incitmeden toprağı
yaz duvarnda oynaşan gölgelerin adıyla
hızlanıp yavaşlayan bulutların adıyla
avluda bölünmüş küpe çiçekleri
güneş şekerli bir yaz mevsimine takılmış
diriler, ölülerin üstünde
yani bir dile soyunuyorlar
ben
daralıyorum, genişliyorum
mavi bir suskunluğu sımsıkı giyiniyorum
babam uyanıyor!
ağaçlar büyütüp, meyveler sayıklamaya
5.0
100% (5)