8
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
1753
Okunma

İçerimde çaresiz bir yangın
Yakıyor geceyi, soğuğu ve yalnızlığı
Pusu kurmuş şarkılardan geçiyor hafızam
Özlemek tetiğin ucunda şafağın
Ağlasam duyacak beni annem
Annem ve bütün şehir
Söylencesine kapılıyorum mağrur bir şiirin
Göğsümde siyah bir inkar
Aldatıyorum gözlerini körlüğümle.
Düşüncesizliğin dipnotlarına düşürdüğüm leylim gülüş
Saçlarından akıveriyor ağladığın aynaların
Çivileri öyle sıkı duvarlara acımasızlığın, zamanın aldatmacasında
Ve sözcükleri küflenmiş şiirler kokluyor gül niyetine vicdanım
İçerimde körkütük bir yangın
Yakıyor cenneti, baharı ve cemreyi
Tuz basıyorum yağmurun hıçkırıklarına
Dönüp dolaşıp toprağa düşüyorum
Gidişinin yüksek sesli adımları arasında.
Kan ağlıyorum
Kana kana yağıyorum mavinin nasırlı yaşanmışlıklarına
Yoruluyor göğsümde alaca bir ceylan
Yoruluyor ellerim kalemin çırpınış nidalarında
Öyle sarı, öyle cana yakın bir sese vuruyorum dilimdeki kılıcı
Ölüm diyorum bu yangın kadar hazin değil.
Bir sonsuzluk var köz ve çakıl taşları arasında sıkışan
Yaşam ve aşk arasında bağışlanmayan her şey gibi
Yalvaran bir öfkenin patikalarında yalan
Yorgun düşürür öykülerimi yazacak elleri
Ve içerimde rezilce bir yangın
Yakıyor beni, seni ve sevmeyi
Ertelenmiş sancılardan geçiyor kalbim
Ertelendikçe acımasız bir rüzgar kopuyor yokluğundan
Büyüyor ölümüm,
Küçülüyor hayat,
Küle dönmek için isyana dönüyor yüzünü
Türkü yarası gönlüm.
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (24)