4
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
1259
Okunma

Susarsan şimdi
Bir suç örecek sesime gece
Bir hece uğruna merhabayı kesecek kuşlar göğümden
Susarsan şimdi
Aklımdan akıp gidecek bir çiçeğin ağıdı
Sonbahar vuracak kilidini sesime
Yapraklardan ağaçlar dökülecek
Susarsan şimdi
Beşikten musalla taşına,
Hüzünler okşayacak taşlarını şehirlerin.
Suya öğrettim ben gözyaşına benzemeyi
Sigarama sardım bütün renklerini yalnızlığın
Susmayı derin kuyulara attım,
Konuştum taşla, toprakla, çiçekle
Sen susma şimdi
Bir vedaya bürünmesin dudağındaki umut çiçeği
Bir gölgeye mezar olmaya itme beni
Kalbimde çoğalışın kök salarken
Ağzımda yanarken gülüşünün fısıltısı.
Uzun uzun fısıldadı durdu ölümle
Renkli beşiğinde yağmura doymamış tomurcuk
Geceyi siyaha beyazı gülüşüne ayırdım
Susarak yürüdüm saçlarının kınalı mesafelerini
Susarak kokladım yalnızlığını mektupların
Senin sıran değil, sen susma şimdi
Söyle, sesin kırsın kemiğini bu kaderin
Susma sen, susmalar dört kitapta da
Yalnızca sana haram.
Şimdi yıpranmış bir rüzgara sarılıyorum
Kalbim ateşe süzülmüş
Aklımda bir kavuşma var, dibinde derin yılanlar
Ve yalanlar kavil bir ölüme götürse de
Sen susma,
İçinden geldiği gibi söyle türküsünü umudun
İçime geldiğin gibi kal...
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (18)