0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
652
Okunma

Sözü nerden getirip neye kotaracağım
Bilmiyorum kıvılcımı şiirin hangi kelimeden
Belki de bir sessizlikten çakacak
Bir yangınla sıçrayacak dilime
Artık dur dediğim de vaktin oğlu
Asiliğin aklıyla dalgalandı yeni yetmeliğini
Kışkırtan kızansamasını sundu kelimelerime
Bugün şu an şimdi bitecek dedi başlamak
Tersine kanırtılmış bir acının feryadıyla
Sesime kadar erişti hüznü
İçine nedametle kaynatılmış ateşleri döktüğünde
İş işten geçmiş bir yaşamaktı hayat
İçinden çıkılmaz kaderlerin kah kederi kah neşesi
Ama hep söz hep şiir hep kınından sıyrılmış kılıçtı
Dil denilen püskülüm savruldukça candan cana
Ben koşuyordum mutluluk sağanaklarından kaçmak
Yahut kaçırılmış olmak için en muhkem muradıma
Bana ne idi neşe saçan sahteliklerden
Gövdesi hiç olmamış gülücükler benim neyime idi
Bana sağlam kıvamında ve hep daha çok yarın
Daha çok şiir birikecek hatta türkü tadında bazen
Ağıtların sırtında dörtnala gelecek acılar lazımdı
Değdiği yeri tarumar edecek gibi yapıp kendini
Kendinden inşa edecek gerçek bir hayat lazımdı
Ben bu yüzden cepheler açtım devlerin mutluluğuna
Sataşıp zulümlerine kafa tuttum kendi acziyetimi
İfşa ederek korkularımı güya onlara peşkeş çektim
Ölümün hakkım olduğunu fısıldayan çığlıklarımla
Davetler ettim kudretli öfkelerinin postallarını
İstedim ki gelsinler ve ezebilecekleri kolumu kanadımı
Merhametin varlığını yok sayarak
Yok sayarak insanlıklarını beni benden çıkarsınlar
Çünkü ben şiir olmalıydım türkülerde söylenmeli
Hep haklılığın omuzlarında yükselmeliydim
Şafaktan şafağa yenilmişliğin galibi ilan edilmeliydim
Onlar bende ki varsaydıklarını alıp yok ederken
Ben gerçeğimle doludizgin şakıyıp
Cennetin küheylanı olmalıydım
Onlar bunu bilemeyecekliğin köreltisinde
Bırakacaklardı nasılsa ve dünya bize kaldı
Diye avuç avuç toprak yiyeceklerdi
Taş yiyecek denizlerin suyunu içeceklerdi
Kudurmuşçasına acıtacakları gönüllerini
Bundan bana neydi ben benim olanın dibinden
Doruğuna kadar cennettim nasıl olsa
Ve şair kelime kırbacını savurup şaklattığında
Şiirin gövdesine ben sıçrayıp insan olan her yüreğe
Siz de varsınız görüp işitiyor sevip seviliyorsunuz
Diyecektim onlarca zamanın mekanlarından akıp
Hesabın görüleceğe vakte doğru sürükleniyorsunuz
Öyleyse susmanın mezbeleleğinden kaldırıp gönlünüzü
Göğün gözlerine bakın aşkınızı aklınızı varlığınızı
Ve insan kalmanın kalelerini dikin yarınlarınıza
Dikin ki dünyanın arlanmış bir yurdu olsun ömrünüz
Beni yapayalnız komayın cennetin güzellikleri arasında
5.0
100% (2)