0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1590
Okunma

Susmanın ötesinde bir ağıt,
yani ruhun dinmeyen derinliklerinde
bir ana ağlıyor cudinin kenarlarında
Feryadı gabarın doruklarına çarptıkça
İçimdeki susuşlar sanki dersin
mayınları yerle bir edecek büyüklükte
bir çığlık oluverecek birazdan
ve birazdan bu çocuk yas tutacak
bir içli şiirin dizelerinde.
ve mısralarım sanki
cizrenin en ateşli meydanlarında.
dalından kopup düşen
çocukların sararan yüzleri.
ölüm gibi imgesi hep zayıf olan
sözün bittiği yerde imge arayan
çaresiz bir şair gibiyim.
başım dönüyor
bir ananın ney sesine,
başım dönüyor bi ananın ağıtlarına
bir ananın ağıtlarına takılıyor kulaklarım.
ve kulaklarım öyle çınlıyor ki
bugünün günlerden kurak rüzgarların
taşıdığı cehennemi
bir gün olduğunu anlıyorum.
ve Ortalık sanki ana baba
Ocaklar perişan
Bayramlıklar ve sevinçler
açılmamış sandıkta
öyle bir dövülüyor ki
sanırsın ki paslı bir hançer
bir kez değil bin kez
kalbime girip çıkıyor.
Ölüp ölüp diriliyorum sanki bu şiirde
Çünkü ölümden de beter bir acıdır
Bir ananın çocuğu için akıttığı göz yaşı.
susuyorum,
susuşlarımın ağzında
nümbüs yağmurlarının akıttığı göz yaşı
ağzımın deltasından iniyor sanki yatağına doğru
ne söz çıkıyor ne de bir imge.
sadece geriye
yarım yamalak bir şiir kalıyor
acının tam ortasında..
28 ağustos.
5.0
100% (2)