6
Yorum
54
Beğeni
0,0
Puan
2776
Okunma


gözlerinde gece seferleri
kırılgan bir şehrin yalnızlığı ellerin
...
körkütük yoksundur, yokluğunla sefildir ay
rezildir kırık kemikli temmuz rutubeti
bildiklerimin dışında bilmediğim bir efkar
anason ve tütün karışımı sevdandır kanayan
uzaksın en umulmadık özlem hiçliğiyle
gramofon cızırtısı sesleri eşyalarda
suyun şırıltısına benzer yağmurun adımları
öyle türkülü bakarsın
öyle kırlangıçlar uçar saçlarında
hüzzam nakışlı şarkıları söyler rüzgar
notalarında suretinden alıntı serin bir yaz gecesi
halbuki içimde sensizlik kalıntısı zemheri
sarkaçlar altında güvercin yutkunmaları dinlerim
yakınsın kitap arası duraksadığım yorgun çayda
gri desenli vardiyalara çıktığım akrostiş tabanlarıma
serbest aşk halli kaldırımlar seren şiir kadınsın
sınırlar kalkıyor ülkelerarası boyut değiştiren düşlerde
her boylamda hayalin geçiyor otobüsler dolusu
kesik, kesik çizgilerde bağırıyorum sana
ütopik çocuklar çığlığımı alıp sürüyor tenine
derin bir mevzu özlemine giydiremediğim anlamlar
pencereden görünen puslu afarozlar kent hüsranları
içlerinde sana benzettiğim sadece bana ait olanlar
birde
çocuk rüyaları çizmiş Picasso annelerin gölgeleri sen
bazen
karınca olmak isterim aşkına çalışkan bir işçi gibi
ağır yalnızlığımın altında susarak
susarak caddelerin ıhlamur kokusunda
ermeni meyhanesi önünden geçerken
Mahsuni’yi duyup yüreğime yangınlar düşürerek
ve
eski İstanbul hanımefendisi Hıristiyan Eftalia
çekmecesinde donuk anıları sakladığı zaman
metropol alıntılı olsa da betonarme hasretim
odamın duvarlarında tütüyor tandır buğulu şiirler
çatıya vururken mavi dolunay
toprak damların yıldız kızları alıyor aklımı
kerpiçe çakılmış fotoğraflar Ahmet Kaya
soluma düşen siyah beyaz çirkin kral
endişeli kalabalıklar sahrasında
berrak su renginde sebepsiz sana doymazlığım
ve
taş çürüğü
alın yazısı
keşişleme duygu geçişleri
sağanak mor vakitler
liman uykuları
balıkçı küfürleri
sloganlı bir dağılış
yani
cümle haliyle aşk
ışığı öldürüp
karyolanın güz tarafına
sararmış çaputlardan dilekler adadığım
yarı ölümlü göçe savruluşumda
rüyalarıma yama olacak siluetini
göz kapaklarımın altına asıyorum
sayki
dışarıda lacivert devrimler yapıyor gece
içeride limon kolonyası kokusuyla karışık nem
bir dünya koynuma doldurduğum defne yaprağı koloniler
göğüs kafesimde senli tüm bahar alıntılarım
olası bir denklemdir her sana uyanışlarım
ve göğsümün çeperine inşa ettiğim yaşamsın
...
ifşa edilmemiş anektodlardır hayatın sevda ihtilalleri