4
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
6387
Okunma

alfabesiz adınla
adressiz yüreğime vatansın delila...
kıtlık aşkların
vurdum duymaz esareti değil bu
yağmurlu
ilmek, ilmek bahar salan sevdadır
...
yeni bir arz düşlerken çocuklar
avucumda bir top kenger kokusu
sakallarıma alın terini döke, saça
emeğin tortusuyla geldim sana
isyan tutmuş dudaklarında
eski çağ çiçekleri açarken
resimler üzerinde
tanımadığım kalabalıklardır acı
yaralanmış hüznün tutanağında
hükümlü kitaplar okuduğum için
onca sahipsize söyledim düşlerimi
sen hayal atomları parçalarken
deniz fenerlerine sırt verdiğim
yücelik şiirleri uğurladım sana
kaldı ki sevmenin ötesinde
sadakatli bağlılık militanlığım
dergah duvarlarına asılı
derviş huları anlatırken seni
seyyah mektupları arasında
hürriyete aç yazıtlarla sakladım
bir ihtimal dolusu ihtilal sevdanı
hasretinin seferine çıktığım zaman
kavimler dolusu yalnızlıklar vardı
göç yollarında çıplak ağaçlar
kaburgamın altında saklıydı yüzün
sevmek sıradan bir duygunun tahribatı
oysa kuşlar birikmiş damların
kar ölüleriyle üşüdüm sana
kaldırımların piyano tuşlarında
rüzgarın sesiyle bestelediğim aşkın
sanatkar yalnızlığıydı içim
dışımda ezgiler söyleyen hayalin
anonim güzelliğiyle
çay deminde
bir tütünlük hüzzamdı sesin
hayatı
resmiyet dayatmalı alfabeyle değil
duvarlara
gelişi güzel yazılmış sevdalarla tanıdım
yaşamın düş kurmayı öğrettiği vakit
ilk seni tarif etmeye çalıştı yüreğim
aklımın sualleri düştü lal düşlerden
cevapsız acılarda buldum seni
aşk yaralı bir takvim yaprağı
kabuğu
yelkovanla akrep arası sabırdı
şimdi ütopya bir hüzünde
bağlaç atılmış yalnızlıkla sendeyim
cendere yokluğun imgesiz geceye vahi
en umulmadık yerin iklimsiz yerinde
ayinler tertiplemiş yokluğunla
gözlerinin baktığı yerlere göçüyorum
ne olur gülümseyişindeki kuşlar
göğün mavisinde saklasın bizi
...
en çokta çocuklarda sevdim seni