19
Yorum
38
Beğeni
0,0
Puan
3347
Okunma


çoktan çözdüm kaybetmeyi
yitirdiğim kadar acı çektim
üşüdüm keder zemherisiyle
yoktu yağmurlar
kurak bir iklimin
çatlak topraklarıydı ömür
suyun çürümüş akışında
çamurlu akardı zaman
kirlendiğim hayallerle
saklanırdım yatağına bulutların
öylesine kimsesizliktir adım
hatıralar dağılsa aklıma
yüreğimin çocukluğu ağrır
aşk dümdüz bir ova
ayaklarım çıplak
kan ağlayışıyla
koşarım hiç durmadan
tabanımda
delik deşik unutulmuşluk
ahları ağaçlara asarak
soluğumu öldürürüm sonunda
aslında
pişmanlıklardır beni büyüten
sevildiğimi sandığım
sevgisizlik hikayesinden
alıntıdır önsözüm
bir masal dağında
insansız düşler biriktirip
yıldızlar çektiğim şiirler
çoğu yalnızlığıma yüktür
anlatamam kağıt üzerinde hayatı
göğün çıplak gözlerine yazarım
ardıma döndüğüm demli çay hüznünde
hepsi silinir
koskocaman bir hiç kalır geriye
düş gibi
yaşam gibi
ben gibi
sonra
ifadesi özgür kalabalıklar kurmuş
konuşkan kentlerin
susturucu takmış duvarları olurum
üzerime yazılmış düşük cümleler
anlamını yitirmiş düşleri
mezar pütürlerime defneder
çatlaklarımdan giren rüzgar
uzak fısıltıları bağırır sokaklara
çocuklar
büyümemiş resimler çizer yüzüme
hissettiğim kadar taş kalırım
kendimden öte küstüğüm herşeye
artık
vakit çok geçtir yaşamak için
kıvrılıp kelimelerin içine
ölmeliyim bu şiirde
...
en büyük suç hayalleri hafife almaktır