7
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
11585
Okunma

alfabe üzerinde
resmi kayıtlı olmayan
harflerle anlatmaktır
seni sevmek
...
çocuk bakışlı hasrete
mapus yüreğin kaçaklığıydı sevda
gelinciklerin özgür köküyle
toprağın altından
ayaklarının vatanına ulaşmak
firar düşlerime belenmiş
en yiğit eşkıyalığımdı
aşka attığım çeltikler
demir parmaklık yokluğunun
uzaktaki boşluğuna
çizdiğim suretindi
gemiler yüzüyordu gözlerinde
yanaklarında akıyordu nehirler
kirpik uçlarına tutunmuş kuşlar
dudaklarında doğacak
baharı bekliyorlardı
illegal duvarlara
tırnaklarımla yazdığım
halklarımla sevdim seni
şiirler yağmur giyip
pütürlerin üzerine düşerdi
Edirne’den Ardahan’a
toplanmış damlalar
çeltik atan kadınları
yer altından alın terini
vurgun yemiş balıkçıları
çocuk yaşta anaları
gün görmemiş umutlarıyla
yoksul düşleri getirirdi
üstü başı kanrevan insanlara
sevdanı kundaklayıp
sol elime geçirdiğim sesimle
bin yıllık acılı ninniler söylerdim
ağaçlar çıplak duyumsarken hayatı
gövdelerine düşmüş sarı sıcağın
yanağından öpmekti seni sevmek
berrak yüzünde çakıllar olurdu suyun
mevsime açılmış sesinde duyardım seni
bülbülün şarkısına karışırdı, dinlerdim
dağların eteklerine çarpar
göğsüme inerdi sislerle
çobanın kavalıyla gelirdi
rüzgarın serinliğine biner giderdi
bir sürekli duyumsamaydı sesin
turnaların göç sessizliyle dinlerdim
bir çocuğun gülüşüne gömülmek kadar
güzeldi seni sevmek
uçurtma yapar yalnızlığımı
göğün kalabalık mavisinde
saçların niyetine uçururdum
sonra koklardım tellerini
bir, bir koklardım
berfinler, güller, karanfiller geçerdi iklimden
herşey tabiat kokardı
sen kokardın
kana, kana koklardım seni
savaşsız bir dünyanın
barışa ilk doğan bebeğinin
sevinciydi seni sevmek
bunca ağır tahribatlı ömürler dünyasında
aşkın, umudun, düşün, zaferin adına
kirlenmişlikten arınıp
insanlıkla yıkanmaktı seni sevmek...