1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1863
Okunma

kendine ne zehirler kattın,
var olmanın eşiğinde,
kendine ne zehirler kattın
bunun bir panzehiri yok,
kendine ne zehirler kattın
senin hiçbir ağırlığın yok,
kendine ne zehirler kattın
var olmanın eşiğinde
yok olmak için.
masumiyetin incileri,sevginin hazinesi okunurken yüreğimde
yüreğim taşralı bir delikanlı kadar büyüyordu.
büyüttüğüm bu yüreğin içinde sende büyüyordun
ve büyürken tıpkı sedef kakmalı inciler gibi
ışıl ışıl yaldızlar saçıyordun.
ve her tebessümün içine saçtığın yaldızlar
hayat öpücüğü gibi beni yaşama sımsıkı bağlardı.
attığım her adımın içinde senin ayak izlerinle güçlenen
sevgiyi bütün sabahlara,
bütün yeryüzüne arşınlardım.
ve mutluluk sanki güneş gibi açardı,
filizlenirdi insanların bakışlarında
bir sevgi bine bölünürdü
bütün binler sevgi olurdu.
sevgiydi bizi yaşatan.
oysa şimdi geride kalan senden
sevginin zerresi içimde yok
dilime düşen sadece ne biliyor musun?
ezberlediğim bir ihanetin nahoş şarkısı
ve ezberlediğim bir ihanetin içinde,
kendini yok ettiğin,
kendine zehir kattığın anlık duyguların var.
anımsadıkça un ufak oluyorsun sevgili.
4 haziran...
5.0
100% (4)