3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1604
Okunma

Karşılıksız yankılanan seslerin tınısı
Uçsuz bucaksız kadim dağlardan
vuruyor hayatın attığı yere
Hayat donup kalıyor,
morg masasında yaşamını yitirmiş bir ceset gibi
Her şey anlamsız hezeyanlarla bütünleşiyor
Biraz da hiçliğin sessizliğini dayatıyor sanki.
Aşk bir hiçlikti belki de
Belki de gözlerimizin içinde dolaşan kelimelerin
Kör,sağır ve dilsiz olmasıydı.
yani şimdi şu yürüdüğüm kaldırımlarda
birileri var mı diyorum
Şu kalabalık sahiden yaşıyor mu?
Ve Büyük marketlerin ve kapitalist awm’lerin camlarında
yanıp tutuşan neon ışıkları bir hezeyan mı yoksa
yoksa ellerim değse kirlenecek mi her şey
şimdi camın içine dalsam
içinden geçecek miyim bu saçmalığın
ve ben hangi kıyısından yürüyorum bu saçmalığın
Hangi şehrindeyim?
Hangi şehrin prangalarıyla esir alındım?
Hangi şehrin platonik hiçliği ile yaşıyorum?
Ne fark eder ki diyorum kupkuru dudaklarımla
İçimde esriyen bir rüzgar
Nereye sallanırsam oradayım
Nereye dönersem o şehirdeyim.
Ruhum kabzedilmiş sarışın bir tufan
İçimde birinin nefesi var durmadan
Dumura uğradıkça ne şehir
ne de sınırlar kalacak.
Her şey kimsenin değmediği
sanal bir hiçlik olacak.
Ve her şey kimsenin değmediği
Sanal bir kıyamet olacak.
Kıyamet kopacak platonik bir hiçlikte.
2015 nisan
5.0
100% (4)