4
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2123
Okunma

neden bu kadar kirlendik sevgilim
acılar kavradıkça demli çayı
bayat sohbetlere gömüldü hayat
bildiklerinle toplasan hayatı
hangi serüvenle katabilirsin bizi
...
denizin elleriyle yıkadım yüreğimi
şilepler ağırdı olmadığın ufukta
her an yıkılacak gibi üstüme
yavaş tonla geçtiler gözlerimden
sonra güvercin mektuplarıyla
sesine olan özlemlerimi gönderdim
baygın düşleri anlat dedim sevgilim
şiddetli ayrılıklar olabilir içinde
terfi etmiş acıların iltihabı irin
boy atmış çığlıklarıyla
afaroz olmuştur belki insanlık
anlat dedim
anlat sadece
bırak dedim
zemheriyle bahar arası sesini
uzak giyinmiş rüzgarla gelsin
patlayacaksa kulaklarımda
anlamı kezzap sözcükler
söz sevgilim, söz sana
bir ah edersem şerefsizim
hangi ara bu kadar büyüdük sevgilim
bu kadar küçülmüş yalnızlıklar içinde
artık taşıyamıyorum
bunca kederli kent hikayelerini
acılarla bezenmiş yüzlerde
gördüğüm korkular
beni ihtilal, ihtilal öldürüyor
sanki intihar etmiş insanların vicdanı
perdeler ardına saklanmış gözler
birazdan karartma başlayacak
herkes sığınaklara inecek gibi
aykırıyım biliyorum sevgilim
her yüreğimi ortaya koymamda
hep susturmaya meyil suratlar
anla özgürlüğe yemin sevgilim
doğaçlamaktan yoruldum
bıktım ezberci yalanlar içinde
doğru sürgünlerin
dervişi olmaktan
söylesene be sevgilim
suçlarla belenmiş kentlerin
ağır hükümlüsü bir benmiyim
restorasyon edilmiş duygular
eskiliğini özlerken
bunca yenilenmeyle
hangi düşleri kavradık ki
tezgah altı aşklar satıldı
cam buğusuna çizilenler silindi
yaşamak ağladıkça hayata aç kalmak
doymadan gözyaşları tüketmek sevgilim
oysa
bir resmin kenarında düşledim seni
boylu boyunca uzanmak seninle
yasak ozanlı anonim bir türküde
dudaklarından bir buseydi istediğim
hani çatlarken hükmü göklerin
bir sarkaç altında
yüzünün coğrafyasından geçerken
uzandığımız türkünün
sevda yerinde sevgilim
düşledim sadece
bahar düşmüş dağların
patikalarında düşündüm seni
tarifini yapmadım bilmelisin
yağmur boşaldı toprağın karnına
en güzel kokuya adını verdim
yinede
içimden geçen tövbeler
başıma bela sevgilim
günah açmış bunca zulüm içinde
küfürler sayıklamadan
argolu haykırmadan deli zamanda
hayat öldürülüyor işte
görmezden gelinen ihbar duygular
işkenceden geçerken arsızca
hangi ispatla kurtarabilirim hayatı
sen yüzündeki yağmuru sakla
kar suları inerken kırklar dağından
hevsel bahçelerinde bir dut ağacı ol
sarıl ben diye gövdene düşen güneşe
içimde hırpalanmış bir vatan
dışımda kanayan kentler
kökündeki çocukluğumu bulmaya gelirim
ben kendimde herkesi öldürdüm
herkes beni öldürdü kendinde
bir tek sen kaldın sevgilim
aklımla yüreğim arası
tek celselik katlimde
...
hudut çizilmiş ayrımların sınırsız sevdalarına