7
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1295
Okunma

yorgun düştü yüreğim
gecenin karanlığında gölgene sarılmaktan
--------------------------------------------------------
şimdi bu şehir üzerime yıkılır yokluğunda
tırnaklarını tenime geçirmiş bir karabasan
uykularımı parçaladıkça
ve ben kurşunlara siper ederim kendimi
yakarım dünyayı o bir gülüşünün uğruna
ki saçlarınla gecelerimi süslerdim bilir misin?
hasretini bir kadeh şarap misali yudumladıkça
ve saçlarında ağrı dağının esintisini yakalardım
tenin kadife yumuşaklığında tenime dolandıkça
anlatsan anlar mısın? halimi
bu kaçıncı trenlerden yalın ayak atlayışımdır benim
yemyeşil bir bahar gözlerinde çiçeğe durdukça
ve sana saçlarını hep yüzüme savur demiştim
ayrılıp gitme demiştim
ne olur gitme dilzarım kanatlarımın altından
biliyor musun?
bir gün bana bir bedel ödetmeye yeminin varsa
inan ki sereceğim bu canımı ayaklarının altına
ki benim kadınım en az ağrı kadar yaman olmalı
ve en az nemrut kadar aşkı anlatmalı bakışlarında
şimdi tuz basıp durma olunmaz yaralarıma
yokluğun azrail misali dolaşırken ruhumda
ve suskunlağa teslim ettiğin dilinde duan olayım
bir gülüş gibi bir umut gibi yeşereyim bakışında
Hasan İpek
on altı şubat ikibin on beş
5.0
100% (7)