2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1464
Okunma
I.
Besbelli saçların gülümsüyor
Lodosla taranmış iskele kıyıları
Bu bir bütün mü? Saçların
Mutluluğun mavisi
(Elbette kış gelecekti
Çiçek koparacaktık mezarlıktan
Aşkı aşka yordum
Günlerce sırtımdaki ağrıyla yoruldum
Nasıl olurlara kalmadan
Bu gökyüzünü hiç bulamadım)
Cesur kadınla kambur kadın
Güneşe söyleniyorlar park köşesinde
Artık çiçek açmalıymış
Gökyüzünü renklere ayırmak...
- Kendin için bunu bilme -
Vaktimiz az nasıl olsa
II.
Söylemiştin anımsıyorum
Bir güvercin pencere kenarında
Yoğun insan tabakaları
Ölüme mahkum kelebek yavruları
Aşkımızı seyrediyoruz sanki uzaktan
Bu ölüm!
Bu ölümü hiç varsaymadık
John Locke tanımıyor bu ölümü
Ağlıyorum. Güne yeni başlayan begonyalar
Koloni halinde yalnızlık serüveni
Astronominin seni bana yorması
Ne tesadüf bugün ilk begonya tatili
Ve yıldızlar hüznün kırmızılığı
Saçlarımın ağarması, ölüm
Prens kaçıncı William
Benzersiz ölümle iç içeyim
Çıkıp gitti az önce
Tam da şuradan gitti
Kokusunu gökyüzüne astı
Kağıt gül ve plastik şapka
Elveda
III.
İki düş arasına sığan beklentim
Öyle, evet!
Unuttum adını bu bekleyişin
Dudaklarımda deniz suyu
Gözlerimin altında
Saatsiz bir ölüm
Bu ölüm!
Bu ölümü hiç yaşamadım
Sokak ortasında kaldırım seslerini duydum
Oysa bu şarkı beni ölümle tanıştırabilir
Güneşin batmadığı yalnızlıklar
Elveda.
5.0
100% (2)