0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
754
Okunma
yükselen seslerin arasından
çocukların boyu apartmanları aşınca
karmaşadan bir şey beklemek
ayrıştırıp ruhunu bu öyküden
sakin sulara doğru
gevşeyen ellerini temizliyorsun hayatın
kar altındaki karıncalara varıp
öpülüp tekrarlayan labirentler
bir his üzerine yol alan kapalı ruhum
yönlerin kaybolup gitmesine üzülmüyor
beklemek ne büyük çaresizlik
aynalar aradım
hiç aynalar
görünüp kaybolan asırlar
bütün insan elleri bir birine benziyordu
dokununca zamanı ıskalayan
ağustosun yarısı şubat başı
çelenkler gönderdiler ölmeden ölenlere
upuzun yatan karanlık değil
sen öyle sanıyorsun ışıklar sarılınca
gök yüzünü parçalayan onca harf
yaralı bir ağaç gibi gülümserken
sakın bana uzaklardan bahsetme
işte bu kısacık günler ve sonu
en güzel yer bizim için
birbirine değip sonsuzluğa kayan
ansızın bastıran bir uyku gibi
bırakma istiyorum ellerimi.