nereye gidelim
eğer tarif edebilirsen sana sorular sormayacağım
parmaklarınla uzun bir yolu gösterip
küstüreceksen kendini bana
gelme
ben yalnız da giderim
olur mu
olmaz mı asla
beraber omuzdaş olmadıktan sonra yaşamanın ne anlamı var
film figürlü ağız oyunlarına benzemez gerçek
gerçekleşerek yırtıp atar ayaklarını
dinlendiğin bir çukura düşer düşüncelerin
yaralarını istismar eder
zarafetin ayağında duyduğun yorgunlukların
papatya ışıltısı desem az olur
daha uzak anlat hikayelerini yüreğimi yumayım
sen konuş
ben suya dokunur geri gelirim
neresi sıcaksa
ki sıcaktır göğsünün dibi
eğer
vara bilirsek
ölüm sekiz renk gibi
uyutarak yakınlaştırdığın
sevgi öpücükleri
tam taban hız için uyarlanmış yumuşak kanatlanmalar
biraz daha hızlı bahset
gölgem kendi içine çekilsin
neden kurumuş bir ağzın pınarları olmaz
kar ol dağ
doğ düşüncelerimin içine
ırmak çoğulluğunda sevinçlerle akayım
gösterdiğin sevinçler ülkesine.