1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1043
Okunma
unutuyoruz
hiç kimse bize bizi hatırlatmasın
yağmur soluğunu çekecek uyuyacağız
börtü böcek bahara kalsın
neredeydik bak biraz önce
ilgileniyor seviyor sırtını okşuyordum
ne çabuk geçti günler derken
azıcık sevinmiştim biteceğini bilerek
söylemiştim zaman kutsal bir kuyu
söz esinlendim sokağa çıkıp
benim en güzel özgürlüğüm kapının açık olması
rüzgar gelir masama
buyur ederim beraber üşürüz
belki de düşünürüz
o kokunun aklımızda tünemesine izin verip
bir birimize dalgınlıklar bırakarak
aynı hislerle mutlu olmayı
uykuyla uyanıklık arasında kaybolmayan
köle ayak bağımı seviyorum
mendilini sallayan
bir vapur güvertesinden
görünür olmak sarı karanfillere iyi gelebilir
yitince anımsadığın bir şey var diye
nasılda avutuyor kendini insan
hiç yürüdün mü çelik rayların tahta basamaklarına basıp
yada ağlayıp burnunu sildiğinde silkinen tren
üstünden geçip sana yara verdiğinde
kompartıman dolusu uykulu başlarla bakışıp camlarda
işportacılardan şiirler dinledin mi hiç
işte gök kuşağı bu
diyecekler ne renklerini gördünüz bu rüyanın
bilerek daldınız derin uykuya
yanınızda sevdiğinizin kokusu
bağlar bağının en kara düğümüyle bağlanmış
üstümüzde ki ten
sabahlara nasıl varacağını biliyor
yanağında iki melek gibi gülümseyen
uyanıp öpülüyor dudaklarından aşk.