4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1154
Okunma
Artık yolun sonundayım yaşamın son anlarında
Bildik tanıdık tüm dertlerin bitiği yerdeyim
Yüreğimde vurulmuş son hançerin yıkıldığı yerdeyim
Umudumun beyaz kefene sarıldığı andayım
Katarlar oluştu ardın sıra beynimin benliğimin ardında
Tüm vagonlarım hüzün keder dert yüklendi
İnsan olarak baktığım canlılardan aklandım
Yürekleri taşıyan et yığınları oldular gözlerimin önünde
Bitmek tükenmek bilmeyen yalan dolan ve istekleriyle kavruldum
Doğru bildiklerimi unuturdu bana yalan yüzler
Çıkar menfaat ve kendi isteklerinin tatminine gitiler
Bunu yaparken beni bu günümden dünümden etiler
Oysa yaşam bu dildi yaşamak bununla sınırlı dildi
Koca bir dağ iken çakıl taşlarına madara olu verdim
Hoyratlığımı aldılar çaresiz ve yitik kaldım akan zamanın karşısında
İdam ettiler beni benim gözlerimin içine baka baka
Tutunduğum doğru bildiğim ne varsa alıp götürdüler
Umutlarımı zemherei karanlıkta meze yaptılar
Varlığıma aldırış etmeden gülüp geçtiler
Tıpkı bir fahişenin edasıyla
Öfkem sığmıyo artık benliğime
Yüreğim ezip yakmak yıkmak istiyor bendini
Elim sırtıma vardıkca çakkalara uzatılmaz namlu diye
Yıkılır yüreğim doğrulmaz güneşe karşı
Adam adam olursa adamlığıyla hayata bağlanıyosa
Etrafında çakalar sürüsüyle yaşama bağlanamaz
Yitik olur be derman bulmaz...
Bulunmaz hal çaresi çakkaların sofrasında
Hoyratlığımı kaldırdım aslan iken kediye dönmemi dilediler
Hiç aslandan kedi olur mu hiç mertten namert doğar mı?
Çakalar anlamaz mertliğin beyliğin adam olmanın ne demek olduğunu
Onlar ancak aslanın gölgesinde yaşamayı bilir
Onlar ancak dağların eteğinde çakıl taşları olur
Onlar an çak bir yosma edasıyla gülmeyi bilir
Onlar yaşadıkları mekanda aslandan geriye kalanı isterler
Ve onlar sadece sürünerek yaşam sürdüren çakal takımıdır…!
5.0
100% (6)