13
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
5122
Okunma

Bir yudumluk ahım değdi göz rengine
Çağlayanlar nizama durdu aklın gerisinde
Sönmüş volkanların külleri gibi
Yaktı dimağıma değen
Sancıların,
Kırk yıllık duaların semeresini
Noktasız virgüllerinde erdirdim yarınlara
Sualsiz,
Heyelanların yer düşümünde
Kara kuyularda vurdun kıyılarıma
Yakamoz oynaşmasında
Işıltısını düşürdü yıldızlar ayasına ellerimin
Her dilime değişinde ismine
Sitem ettim,
Çok yanılmış aklımın pişmanlıklarını
Bir molalık ayak ucumda
Dinlendirdim,
İpe astım katil çığlıklarımı
Yumruklarımı gölgelerinde ki, sen diye dövdüm
Her seferinde öldüren sabırsızlığını
Ağız dolusu kustum bir sonraki söyleyişlerinde
Aldattı beni duygusallığım
Titreyen kalbimin yelken açışlarında
Tükendim,
Bulandırma kafamın arka yüzünü
Bilirsin, gülen yüzümün tersi kötüdür
Kasma dualarımdan dökülen âminlerimi
Sinir katsayımı, bölme geçmişimle
Borçlu çıkarsın baba,
Çekiştirme kördüğümleri, tükettin bende ki,
Sevinçlerimi,
Özünü çıkartıp atmalı hüzünlerin
Kanatlarını yırtmalı, savurmalı acıların
Körelmiş birkaç satır aralığında yakmalı şiirleri
Karalanan heceleri, soymalı çırılçıplak
Gözlerine sürme çekmeli köreltmeli karamsarlığın
İşte o zaman doğar, gün ertesine aşk ile,
Boş verdim, bıraktığım kavgalarımı geride…
Acılarımla kavurdum, elimdeki mutluluğu…
Süt kokan nefesimi bir kahve acısında, aşkımla doya doya içtim…
Nurcan BİNGÖL
01.10.2014
5.0
100% (15)